HZ. MUHAMMED’İN HANIMLARINA DAVRANIŞI (2)
Salı, 11 Temmuz 2017 00:00

HZ. MUHAMMED’İN HANIMLARINA DAVRANIŞI (2)

(...dünden devam)

Bu­gün dünyâya örnek olarak gösterilen Avrupa’da acaba kadın, gerçekten mutlu mudur? İslâm ülkelerinde kadın, ağır işlerde çalıştırılmaz. Ama Avrupa’da 60 yaşını geçmiş kadınların dahi temizlik işlerinde çalıştırıldığı nadir değildir. Orada çocuklar, 18-20 yaşlarına gelince yuvalarını terk ederler. Hele evlenen gençler, ana baba yuvasını sadece bayram günlerinde anımsarlar. Anne babalarına ilgileri birkaç saatle sınırlıdır. Eğer kadının kocası da ölmüş ise o, bir dairede yapayalnız kalmaya mah­kûmdur. İnsanın ihtiyar yaşında bir hizmet edene, kendisini seven ve kendisinin seveceği çocuklara, torunlara, sıcak bir âile ortamına ihtiyacı vardır. İnsan, konuşmak, dertleşmek ister. Bu sıcak âile ortamını bulamayan Avrupalı ihtiyar kadın, kendisini bir köpekle avundurmaya çalışır, nihâyet günün birinde ya bir odanın köşesinde veya hastanede hayata gözlerini kapar.

Avrupa’nın kadın erkek ilişkisi de hep karşılıklı menfaate, şehvet duygularına dayanır. Aslında Avrupalı, kadını bir şehvet aracı olarak kul­lanıp onunla yarar sağlamağa çalışmaktadır. Bu, ne İslâm’ın, ne de hiçbir dinin kabul edeceği bir şeydir.

Bizim toplumumuzda 25-30 yıl öncesine kadar anneler, babalar yapa­yalnız bir damın köşesine terk edilmezlerdi. Çünkü Kur’ân-ı Kerîm: “Rabbin, yalnız kendisine tapmanızı ve anaya babaya, iyilik etmenizi emretti. İkisinden birisi, yahut her ikisi, senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşır (ihtiyarlık zamanlarında senin yanında kalırlar)sa sakın onlara "Öf!" deme, onları azarlama! Onlara güzel söz söyle. Onlara acımadan dolayı, küçülme kanadını indir, (onlara karşı alçak gönüllü ol) ve: ‘Ey (her varlığı terbiye edip yetiştiren) Rabbim! Bunlar, beni küçükken nasıl (acıyıp) yetiştirdilerse sen de bunlara (öyle) acı!’ de.” (İsrâ: 50/23-24) buyurmuştur.

Peygamber (s.a.v.) de: “Kime iyilik edeyim?” diye soran bir sa­hâ­­bî­sine üç defa: “Annene, annene, annene!” demiş, daha sonra baba­sı­na ve komşusuna iyilik etmesini öğütlemiştir. Yine Allah’ın Elçisi: “İh­ti­yarlık zaman­larında annesine, babasına, yahut bunlardan yalnız bi­rine yetiştiği halde bunların rızasını kazanarak cennete giremeyen kim­senin burnu yer­lerde sürünsün!”(Müslim, Birr: 8; İbn Hanbel, Müsned: 2/346) buyur­muştur.

***

İşte Allah Elçisi’nin sözlerine gönülden bağlı olan mü’-minler, annelerini, babalarını bir damın deliğinde yapayalnız bırakmazlar. Hattâ onlara hizmet etme fırsatını verdiği için Allah’a şükreder, onlara hizmette kusur etmezler. Çünkü İslâm Peygamberi: “Cennetin annelerin ayakları altın­da!” (İbn Mâce, Cihâd: b. 12, h. 2781) olduğunu bildirmiştir.