KENDİSİNİ HZ. PEYGAMBER'E HİBE EDEN KADIN KONUSU­NU AÇIKLAR MISINIZ? (1)
Pazar, 30 Aralık 2018 00:00

KENDİSİNİ HZ. PEYGAMBER'E HİBE EDEN KADIN KONUSU­NU AÇIKLAR MISINIZ? (1)

Ey peygamber, biz, ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini; Allâh'ın sana ganimet olarak verdiğ(i savaş esir)lerinden elinin altında bulunan(câriye)leri; amcanın, halalarının, dayının ve teyzelerinin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kaldık. Bir de kendisini (mehirsiz olarak) peygambere hibe eden ve peygamberin de kendisini almak dilediği inanmış kadını, diğer mü'minlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunan(câriye)leri hakkında mü'minlere yapmalarını gerekli kıldığımız şeyi bil(dir)dik. (onların bu hususta ne yapması lâzım geldiğini de daha önce açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın, (sen bir sıkıntıya, güç bir duruma düşmeyesin). Allâh çok bağışlayan, çok esirgeyendir." (Ahzâb: 50)

Ahzâb Suresinin 50’nci âyetinde Peygamber(s.a.v.)e, helâl olan kadınlar sayılmaktadır. Bunlar: 1) Hz. Peygamber'in, mehrini vererek evlenmiş olduğu eşleri, 2) Mülkü olan câriyeler, 3) Mekke'den hicret eden amca, hala, dayı ve teyzesi kızları, 4) Ve kendisini karşılıksız olarak Peygamber'e hibe eden kadınlardır. Demek ki Peygamber(s.a.v.)e, mevcut eşlerinden başka hicret eden amca kızları ve teyze kızlariyle kendisini mehirsiz olarak bağışlayan kadın da helâldir. Peygamber isterse bunlarla da evlenebilir.

Âyete göre Peygamber (s.a.v.), eşlerinden ayrı olarak dilerse hicret eden amca, hala, dayı ve teyzesi kızları ve kendisini ona bağışlayan kadınlarla evlenebilir. Öteki kadınlarla ancak nikâh ve mehirle evlenir, fakat kendisini bağışlayan kadınla mehirsiz ve akitsiz evlenebilir. Diğer mü'minler de böyle kadınlarla evlenebilirler ama kendisini bağışlayan kadınla akitsiz ve mehirsiz evlenemezler. Bu, yalnız Peygambere özgüdür. Allah diğer mü'­minlere, eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz kıldığını bilir. Allah'ın bu konuda onlara farz kıldığı şey, Nisâ Sûresinin 3-4’ncü âyetlerinde açıklanmıştır. Orada mü'minlere, hoşlarına giden bir, iki, üç ve dört kadınla evlenebilecekleri, bunlar arasında adâlet yapamayacaklarından korktukları takdirde bir tane almaları ve bir de câriyeleriyle yetinmelerinin uygun olacağı bildirilmiş ve evlendikleri kadınlara mehirlerini vermeleri, şayet kadınlar mehri bağışlarlarsa o zaman mehir vermeyebilecekleri buyu­rul­muş idi. Başka âyetlerde de evlenilen kadınlara mehir verilmesi farz kılınmıştır. Ayrıca nikâh akdi için iki şâhid bulundurmak da farzdır. İşte mü'minler, Allah'ın kendilerine evlenme hakkında farz kıldığı bu mehr ve şâhid şartına uymak zorundadırlar. Şahitsiz ve mehirsiz kadın erkeğe helâl olmaz. Yalnız Peygamber (s.a.v.), mehrsiz olarak kendisini hibe eden kadınla şâhitsiz ve mehirsiz olarak evlenebilir. Bu, yalnız ona mahsustur. Böyle yapılması da Peygamber'in bir güçlük çekmemesi içindir.

(devamı yarın..)