ZİKİR ÇEKMEK NİÇİN KÖTÜ BİR ŞEY DOĞURSUN? (3)

(...dünden devam)

Çok önemli bir Not: Şunu iyi bilmek gerekir ki Kur'ân, doğrudan Allah tarafından Peygamber'e vahyedilmiyor. İnsan doğrudan Allah ile diyalog kuracak kapasiteye sahip değildir. Allah'ın istediği manaları Cebrail denilen vahiy meleği alıp Peygambere getirir. Cebrâîl'in aldığı vahiyler soyut anlamdan ibarettir. Söz kalıplarına dökülmemiştir. Yüceler âleminde konuşmalar söz kalıplarıyla değil mânâların kalbe akmasıyla olur. İşte vahiy meleği söz kalıplarından yüksek olan o manaları alıp Peygamber'in konuştuğu dil kalıplarına dökerek Peygamber'e verir. Bazen Cebrâîl de aradan çekilerek söz doğrudan Allah tarafından söylenir. Bazen de vahiy sözleri bizzat Peygamber'in ağzından söyletilir. İşte Kur'ân Allah'ın emriyle meleğin vahyidir. Direktif Allah'tan geldiği için Allah'ın sözü olduğu gibi melek tarafından söz kalıplarına dökülüp vahyedildiği için meleğin de sözüdür. Yani Kur'ân Allah'ın iradesiyle meleğin vahyidir. Bir misal olarak şöyle diyebiliriz:

Padişah sekreterini çağırır, yöneticilerine şunları şunları yazmasını söyler. Padişahın iradesi sekreter tarafından dikte edilerek gerekli yerlere gönderilir. İşte vahiy meleği de Padişah sekreteri gibi Allah'ın buyruklarını söz kalıplarına döküp peygamberlere vermiştir. Eğer bu düşünce ile Kur'ân'ı okur ve anlamını da düşünürseniz Kur'ân'ı daha iyi anlarsınız. Size Kur'ân Ansiklopedisi adlı eserimden vahiy maddesini okumanızı tavsiye ederim.

53 ncü âyetin iniş sebebi hakkında şöyle bir rivayet vardır: Gûyâ Peygamber'in amcası Hamza'yı öldürmüş olan Vahşî, Müslüman olduğu takdirde günahının affedilip edilmeyeceğinde tereddütetmiş, bunun üzerine Furkan Sûresinin: "Ancak tevbe edip inanan ve faydalı iş yapanlar, işte Allah onların kötülüklerini iyiliklere değiştirecektir. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir" (70 nci âyet) âyeti inmiş. Vahşi bunu zor bulmuş, bunun üzerine Nisâ Sûresi'nin: "Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, bundan başkasını dilediğine bağışlar. Allah'a ortak koşan da gerçekten büyük günah işlemiştir" (48 nci âyet.) âyeti inmiş. Vahşî: "Yine de kuşkuluyum, günahımın bağışlanıp bağışlanmayacağında tereddüdediyorum" de­miş. Bu kez de Zümer Sûresinin 53'ncü âyeti inmiş (Kurtubî, el-Câmi' li-ahkâmi'l-Kur'ân: 15/268-269; Taberî, Câmi'u'l-beyân: 24/64.).

(devamı yarın..)