ALLAH, EVRENİ YARATMADAN ÖNCE NE YAPIYORDU?
Pazar, 18 Kasım 2018 00:00

ALLAH, EVRENİ YARATMADAN ÖNCE NE YAPIYORDU?*

Sayın hocam, Allah her an yaratma üzere olduğuna göre evreni yaratmadan önce bir şeyler yaratıyor muydu? Bu evrenden önce de Allah evrenler yaratmış olamaz mı? Allah boş mu duruyordu? İnsanın aklına pek çok alternatif fikirler geliyor ama bu fikirlere ışık tutan bilgi kaynağı olmayınca felsefi bir yaklaşımdan öte gitmiyor.

Allah her şeyi çift yarattığına göre bu galaksi gibi başka galaksiler de olamaz mı, cennet cehennem yaratıldığına göre o galaksilerde bulunuyor olamaz mı? Cevabınız için teşekkürler. Saygılarımla...

Cevap: Öncelik sonralık yaratıklara göredir. Böyle şeyler düşünerek neyi çözeceksiniz? Allah’ı zaman içinde düşünürseniz hatâ edersiniz. Öncelik sonralık zamanlı varlıklara özgüdür. Allah zaman üstüdür, zamanı, mekânı O yaratmıştır. Hem bize ne Allah'ın yaratmadan önce neyi yarattığı? Bizim görevimiz ruhumuzu tasfiye edip olgunlaştırmaktır. Böyle sorular insanı hiçbir yere götürmemiştir ve götürmez de. Şairin dediği gibi

İdrâk-i meâlî bu küçük akla gerekmez

Zîrâ bu terâzû o kadar sikleti çekmez.

Yüceleri kavramak, yücelere uzanmak bu küçük, kısıtlı aklın işi değildir. Çünkü bu terazi o kadar ağırlığı tartamaz.

Bildiğiniz gibi uzay bize sonsuz gelir. Güneş sistemimiz Samanyolu Yıldız kümesinin orta halli bir üyesidir. Bu galakside bundan büyük ve küçük yüz milyarlarca güneş sistemi var. Ve bilim adamlarının ifadesine göre evrende yüz milyarlarca Yıldız kümeleri var. Göğü sağlam yaptık, biz genişleticiyiz.” (Zâriyat: 47) âyetinde uzayın genişliğine işaret bulunduğu gibi gittikçe genişlemekte olduğuna da işaret bulunmaktadır. Bilim adamlarının söylediğine göre uzay cisimleri arasındaki mesafe artmakta yani uzay genişlemektedir. İşte âyette, uzayın genişlemekte olduğuna işaret edilmiştir. Bu da Kur’ân’ın bir mu’-cizesidir. Hattâ Kur’ân’da insanların uzaya gitmek için girişimlerde bulunacaklarına da işaret edilmiştir: Ey cinler ve insanlar topluluğu, göklerin ve yerin bucaklarından geçip gitmeğe gücünüz yeterse geçin gidin. Ancak kudretle geçe­bilirsiniz.” (Rahman: 33)

Bu âyetlerde bu Dünyâ hayâtından sonra Allah'ın huzurunda hesap vermek üzere duran günahkâr cinlerin ve insanların, o yüce Hâkimin azâp kararından kaçıp kurtulamayacakları, göklerin ve yerin uzak noktalarına, derinliklerine de geçip gidemeyecekleri, çünkü uzayın derinliklerine ancak kudret ile gidileceği anlatılmaktadır. Bağlam içinde âyetlerin ilk anlamı bu olsa da insanların da, görünmez varlıklar gibi uzayın derinliklerine gitme girişiminde bulanacaklarına işaret görülmektedir. Göğün ve yerin derinliklerine hiç gidilemeyeceği değil, ancak güçle, yetki ile gidilebileceği belirtilmektedir. İnsanın gücü de, ömrü de sınırlıdır. Yıldızlar arasındaki mesafenin, saniyede dünyanın çevresini 7 defa dolaşma hızında bulunan ışık hızı ile ölçüldüğü şu sonsuz evrende insan nereye kadar gidebilir ki? Saniyede yüz binlerce km. süratle hareket eden araçlar da yapılsa yine de insanın, güneş sistemimiz dışına çıkması kolay değildir. Öyle ise aczimizi bilip Yaratan’a teslim olmaktan ve O’nun gücüne hayran kalmaktan başka çaremiz yoktur.

 

*yazı arşivden alınmıştır