HAŞR BEDENSEL Mİ RUHSAL MI? (8) |
Pazar, 11 Kasım 2018 00:00 | |||
HAŞR BEDENSEL Mİ RUHSAL MI? (8)(...dünden devam) Demek ki kabir sorusu ve azâbı vardır, fakat bu soru ve azap, bedene değil, ruhadır. Ölmüş insanın ruhu, tâ kıyamete kadar bir daha bedene dönmez. Öldükten sonra yakılan, yahut hayvanlar tarafından parçalanıp yenen, yanıp kül olan, zerre zerre parçalanıp hiç cesedi kalmayan insanlar da vardır. Olmayan cesede ruhun gelip girmesi mümkün değildir. Kuruyan ağaç nasıl canlanmazsa, ölen insan da dünyada bir an için dahi olsa canlanmaz. Nitekim tekrar dünyaya döndürülmek isteyen ruhlara yüce Allah, bunun olmayacağını bildirmiştir: “Onlardan birine ölüm geldiği zaman Rabbim, der, beni (dünyaya) geri döndürünüz ki terk ettiğim dünyada yararlı bir iş yapayım. Hayır, bu onun söylediği (olmayacak) bir lâftır. Önlerinde, tâ dirilecekleri (kıyamet) gün(ün)e kadar, (geriye dönmelerine engel olan) bir berzah (geçit) vardır.” (Mü’minûn, 74/99) Ebu Hüreyre, bu konuda Allah’ın Resûlü’nden duyduklarını şöyle anlatıyor: “Mü’minin ruhu (cesedinden) çıktığı zaman onu iki melek alıp (göğe) çıkarırlar; mü’minin ruhunun güzel koktuğunu anlatan Ebu Hüreyre, şöyle devam ediyor: Gök halkı: – Yer tarafından güzel bir ruh geldi. Allah sana ve içinde ömür sürdüğün bedene rahmet etsin, derler. Bu ruh, yüce Rabbine götürülür. Sonra yüce Allah: – Bunu sürenin sonuna (yani Sidretu’l-müntehâ’ya) götürün, der. Kâfirin kötü kokan lânetli ruhu da (bedeninden) çıkınca gök halkı: – Yer tarafından habîs bir ruh geldi, derler. Bunu sürenin sonuna (yani zindana) götürün, denilir. Hadisi nakleden Ebu Hüreyre diyor ki: “Allah’ın Resûlü, kâfirin ruhunun kötü koktuğunu anlatırken gömleğini burnuna tuttu.” (Müslim, Cennet, 17, H. 75) Başka bir hadis: “Biriniz öldüğü zaman sabah, akşam ona oturacağı yer gösterilir. Eğer cennet halkından ise cennet halkındandır (orası cennettir), eğer cehennem halkından ise cehennem halkındandır (o makāmı) cehennemdir). Ona: ‘İşte Allah seni kıyamet günü tekrar diriltinceye kadar oturacağın yer burasıdır’ denilir.” (Tirmizî, Cenâiz, 70, Tirmizî, bu hadisin hasen hadis olduğunu söylemiştir) Bu konudaki hadisler, çeşitli râvîlerin ağzında dolaşa dolaşa, başka sözler de karışarak karşımıza çıkmıştır ki bu katmalar, –Allah daha iyi bilir ya– Hz. Peygamber’in sözlerine benzemiyor. (devamı yarın..)
|