KURBANIN HÜKMÜ (2)
Çarşamba, 22 Ağustos 2018 00:00

KURBANIN HÜKMÜ (2)

(...dünden devam)

Müslüman Anadolu halkı çeşitli unsurlarıyla: Türküyle, Kürdüyle, Lazıyle, Çerkesiyle bin yıl bir arada kardeşce yaşıyordu. Ama zaman zaman birileri çıktı, bu birliği bozmaya çalıştı. Müslü­manı Müslümana düşman edip birbirlerine saldırttı, ırkçılık fikrini ortaya atıp binlerce, belki yüz binlerce insanın ölümüne sebeboldu.

İstemiyorlar Türkiye'nin güçlenmesini, Avrupa'nın karşısın­da bir süper güç haline gelmesini. Onun için ırkçılık hareketini körükleyerek bizi bölmek, zayıflatmak, çökertmek istiyorlar. Bu tuzağa düşmek, şeytana yem olmak demektir.

Bu memlekette Kürt ile Türk arasında ne fark var? İsteyen herkes vali oluyor, milletvekili oluyor, bakan oluyor, cumhurbaşkanı oluyor. Doğuya ve güneydoğuya dünya kadar yol yapıldı, baraj yapıldı ve yapılıyor. Ama bu terör hareketleri doğu bölgelerine yatırım yapılmasını önlüyor. O halde bu davranışlar kimin yararına? Bundan en büyük zararı oralarda yaşayan Kürt kardeşler görüyorlar. Öyle ise bu eylemlerin Kürt halkı lehine olduğu söylenebilir mi? Hiç kuşkusuz bu olaylarda Türkiye'­nin kalkınmasını istemeyen dış güçlerin parmağı vardır.

Sözde ateş kes ilan edenler, büyük şehirlerde sokakları kana bula­mak için kilolarca patlayıcı maddeleri şuraya buraya sevk etmiş­lerdi. Bu nasıl iştir, kardeş kardeşi öldürmek için ellerinden gelen her türlü hainliği yapmaktan çekinmiyorlar. Bu hareketlerden bütün millet, Kürt’ü de Türk’ü de zarar görüyor. Kazanan, Türki­ye’nin ilerlemesini, gelişmesini isteme­yen yüzde dost özde düşman uluslar. Yüz milyarlarca dolar terör yüzünden havaya uçtu, kavgaya gitti. Bu paralarla nice fabrikalar kurulur, iş arayan nice insana iş aş kapısı açılırdı. Eğer bu terör belası olmasaydı şimdi Türkiye, gelişmiş Batı ülkelerinin düzeyine çoktan ulaşmıştı. Ekmek parası için vatandaşımız Avrupa’ya gitmenin yolunu ara­mayacaktı. Belki Avru­palı buraya gelmeye çalışacaktı. Ama olmuyor, bir türlü bu belâdan kurtu­lamıyoruz.

Aklımızı başımıza alalım, Türk’ü, Kürt’ü 81 milyon hep kardeşiz. İslâm’da ırkçılık yoktur. Gönül birliğiyle Allah’a yönelelim ve Allah'ın yücelerden yeryüzüne sarkıttığı sağlam kulpa yani Kur'ân'a tutunalım. O bizi huzura, refaha ve en sonunda da huzurların en büyüğü olan cennete çekecektir.

Değerli kardeşlerim, inşallah ülkemiz maddeten ve manen kalkınacak ve pek yakında belki Avrupa ülkelerinin de imreneceği yüksek bir medenî ve teknolojik düzeye ulaş­acak; kalkınmış, müreffeh, mes’ut, yıldız ülkelerden biri ola­caktır. Bu düzeye ulaşmak hiç de zor değil. Yeter ki biz, kendimizde bulunan potan­siyel gücü ortaya çıkar­maya gayret edelim.

Geçtiğimiz aylarda genel seçim yapıldı. Millet, vekillerini seçip meclise gönderdi. Hükümet kuruldu. Planlanan projeler uygulamaya konulacağı sırada birden şu acımasız ekonomik savaş başlatıldı. Allah'­tan temennimiz sadece Türkiye'yi değil, bütün İslâm âlemini hedef alan bu ekonomik savaş başarısızlığa uğrar ve ülkemiz kendi silahını kendisi yapan, kimseye muhtaç olmayan kalkınmış, ileri, müreffeh, alnı dik bir ülke haline gelir. Hem manen hem de maddeten örnekler arayan değil. Örnek alınan bir seviyeye ulaşır. Gönülleriniz huzur ile dolsun, bayra­mınız mübarek olsun, sevgili kardeşlerim.

***