İNSAN KALBİNE GELEN DÜŞÜNCELERDEN SORUMLU MUDUR? (3)
Cuma, 29 Haziran 2018 00:00

İNSAN KALBİNE GELEN DÜŞÜNCELERDEN SORUMLU MUDUR? (3)

(...dünden devam)

Müfessirlerden bazılarına göre kalbde kalan düşünceleri fi'len işlemedikçe insan sorumlu olmaz. Yapmadığı sürece insanın, düşüncelerinden sorumlu olmayacağı hakkında hadîsler de vardır. Fakat bu hadîslerin amacı, insanın içine gelen kötü düşünceleri atmaya teşviktir, kasdedilen, henüz yapmağa kesin karar vermediği düşüncelerdir. Yoksa bunlar, kalb amellerine sorumluluk gelmeyeceği anlamını taşımaz. Zira Allah, dıştan çok insanın içine bakar. Hz. Peygamber (s.a.v.): "Allah, sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz; fakat kalblerinize ve amellerinize bakar." (Müslim, Birr, 32; İbn Mâce, Zühd, 9; İbn Hanbel, Müsned: 2/285, 539) buyurmuştur.

İmam Fahru'd-dîn Râzî diyor ki: "En çok sorumluluk, kalb amellerine gelir. Küfür ve iman kalb işidir. İnsan, kalbinde taşıdığı küfürden dolayı en büyük cezaya çarptırılır. Yapılan ibadetler, eğer niyete, içteki düşüncelere bağlı değilse onlara mükâfat veya ceza verilmez. Uyuyan kimse, yaptığı hareketlerden sorumlu olmadığı gibi, ikrah ile inkâr da insanı sorumluluğa düşürmez." (Bkz. Mefâtîhu'l-ğayb, 2/560-562)

Diğer bir görüşe göre Allah, kalbdeki düşüncelerden dolayı insanı sorumlu tutar, cezalandırır ama kalbî düşüncelere verilecek ceza uhrevî değil, dünyevîdir. Allah, dünyada içine gam ve keder vermek suretiyle o adamı cezalandırır.

Yukarıda İbn Abbâs'ın sözüne dayalı olan diğer bir görüşe göre de Allah'ın muhasebesi başka, muâhezesi (cezalandırması) başkadır. Allah, her hesaba çektiğini cezalandırmaz. Hesaba çektiklerinden kimini affeder, kimini cezalandırır.

Burada anlatılan husus, Ra'd Sûresinde de: "Gizliyi ve açığı bilendir, yücedir, uludur. Sizden biri, bir sözü, gizli de söylese, açık da söylese, gece ile gizlense, gündüz ile görünse O'nun için birdir." (Ra'd: 10) ifâdesiyle anlatılmaktadır.

Âyetin amacı, kalbe gelen her düşünceden insanın cezalandırılacağını belirtmek değildir. Çünkü insanın, kalbine tamamen sahib olması, istediği düşünceyi bırakması, istediğinin kalbe gelmesini önlemesi elinde olan bir şey değildir. Allah, insana, gücünün üstünde bir şey buyurmaz. Âyet şunu anlatmaktadır: Allah insanın içinden geçen bütün düşünceleri bilir, sonra dilediğini bağışlar, dilediğine azâb eder. İşte bağışlanacak düşünceler, insanın elinde olmadan kalbine gelen düşünce ve vesveselerdir. Ama azimle insanın içinde taşıdığı, fırsat bulduğu zaman uygulamağa kararlı olduğu düşüncelerdir ki insanı sorumlu kılar: “Allah lağv ile yaptığınız yeminlerinizden ötüru sizi cezalandırmaz fakat kalblerinizin kazandığı şeylerden ötürü sizi cezalandırır." (Bakara: 225) âyeti, kalbin kazandığı yeminlerden insanı sorumlu tutacağını bildirmektedir. Kalbin yemîni kazanması, yemîne karar vermesi demektir ki bu, düşünceden ibarettir.

(devamı yarın..)