TEVHÎD
Perşembe, 19 Nisan 2018 00:00

TEVHÎD

Hocam merhaba, öncelikle size sevgi ve saygılarımı sunarım. Cemalnur Sargut Hanımefendi (Kendisini muhakkak tanıyorsunuzdur) şöyle söylemiş: “Yaratılmış her varlıkta Allah’ın bir ismini ve sıfatını görme seviyesine varmadan gerçek Müslüman olunmaz; şehadet etmenin manası budur.”

Bazen kendisinin de programlarını izliyorum, özellikle bu konuya çok vurgu yapıyorlar.

1. Bu konuya şu şekilde mi bakmak gerekir: İnsanlara yardım eden birini gör­düğümüzde, Allah’ın merhamet sıfatını taşıyor diye düşünmek. Peki tamamen olumsuz özellikler taşıyan birini gördüğümüzde (Kibirlik, yalancı, adaletsiz vb.), onda Allah’ın nasıl bir isim ve sıfatını düşünebiliriz ki?

2. Birçok yerde Tevhîd’in İslam'da en önemli şey okuduğunu okuyorum. Do­layısı ile ilk olarak kendi içimde tevhid tanımını netleştirmeye çalışıyorum. Sizin yazılarınızdan okuduğumda tevhidin tanımı benim için net oluyor: Allah’ın birliğini kabul etmek, onun dışında hiçbir güce ilahlık vermemek, sadece ona kulluk etmek ve yegane yardımcımızın o olduğunu bilmek ve ona göre davranmak. Dolayısı ile bu şekilde kendimi yönlendirebilirim. Fakat Cemalnur Sargut Hanımefendi genel olarak bu konuyu daha kapsamlı tanımlıyor ve yukarıdaki cümlesinde de belirttiği gibi her şeyde Allah’ı görmek gerektiğini birçok yerde vurguluyor, fakat bu fikir bana anlaşılması kolay gelmiyor. Özetle, kafam karışıyor. Dolayısı ile sizce nasıl bir “tevhid” tanımı oluşturmalıyım? Saygılarımla...

Cevap: Bunlar o hanımın kendi görüşleri ve yorumlarıdır. Kur'ân ve Hadise dayanmaz. Bizi bağlayan Kur'ân'ın ve Peygamber sözlerinin ifadeleridir. Bu yazdığınız sözlere göre Peygamberimizin sahabileri gerçek Müslüman değillerdi. Çünkü onların böyle şeylerden haberleri yoktu. Ne diyelim herkesin bir yorum tarzı vardır ve herkesin gönlünde bir aslan yatar. Sözlerimiz eğer Kur'ân ve Hadise dayanır ve bunların onayından geçerse o zaman bağlayıcı olur.