KIYAMET ALAMETLERİ (3) |
Çarşamba, 04 Nisan 2018 00:00 | |||
KIYAMET ALAMETLERİ (3)(...dünden devam) "De ki: 'Göklerde ve yerde, Allah'tan başka kimse gaybı (gizliyi, geleceği) bilmez. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler'.” (Neml: 48/65) "De ki: 'Ben, Allah'ın hazîneleri yanımdadır' demiyorum, gaybı de bilmem.” (En‘âm: 55/50) “Gaybı bilmek Allah'a mahsustur” de. (Yûnus: 51/20) "Gaybın anahtarları O'nun yanındadır, onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde olan her şeyi bilir. Düşen bir yaprak –ki mutlaka onu bilir– yerin karanlıkları içine gömülen dâne, yaş ve kuru hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta olmasın." (En‘âm: 55/59) "Göklerin ve yerin gaybı Allah'a aittir. O sâ‘atin işi, bir göz açıp yumma gibi, yahut daha yakın(kısa)dır. Şüphesiz Allah, her şeye gücü yetendir." (Nahl: 70/77) âyetleri, Allah'tan başka kimsenin gaybı bilmediğini vurgulamaktadır. Hz. Âişe: "Kim Muhammed, yarını bilirdi derse Allah'a iftirâ etmiş olur" demiştir (Buhârî, Tefsîr, sûre: 53; Müslim, İmân: 287; Tirmizî, Tefsîr, sûre: 6). Peygamber'in gaybı bilmediği, ansızın gelecek olan Kıyâmet olayının zamanının kimseye bildirilmediği hakkındaki bu kadar kesin kanıta rağmen yine de Peygamber'in, bütün sırları bildiği, âhiret olaylarını, tâ Kıyâmet alâmetlerinden, Yüce Mahkemenin ve sonucunun ayrıntılarına kadar bütün gizli olayları bildiği iddiâ edilmiş ve bu konudaki ayrıntılı haberler, hadîs mecmu‘alarını doldurmuştur. Kur’ân'ın açık ifadelerine ters düşen bu haberler, kendi aralarında çelişkilerle doludur. Âyetlerin açık ifadesine göre ansızın gelecek olan Kıyâmetin, gelişinden önce görünecek belirtileri olmaz. Çünkü henüz gelmeden birtakım belirtileri görünecek olsa, Kıyâmet ansızın değil, yavaş yavaş gelecek demektir. Görünen alâmetlerinden, kendisinin geleceği anlaşılır. Bu ise ansızın gelme değildir. Gece veya gündüzün, beklenmedik bir anda bir depremin olması, ansızın vuku bulan bir olaydır. Eğer depremin olacağı bilinse ve belirtileri ortaya çıksa idi, o, beklenen bir olay olduğu için artık ansızın meydana gelen bir olay vasfını taşımazdı. Âyetler, Kıyâmetin hiç beklenmedik bir anda, ansızın geleceğini bildirmektedir. Doğrusu şudur ki: Peygamber'e verilen gayb bilgisi, ona vahyedilen Kur’ân'dır. "De ki: 'Ben elçilerden bir türedi değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyuyorum ve ben apaçık bir uyarıcıdan başka bir şey değilim.’.” (Ahkāf: 66/9) âyeti, Peygamber'in gerek kendi hayatında gerek daha sonra neler olacağını, kendisine neler yapılacağını bilmediğini haber veriyor. O, Allah ile insanlar arasında bir elçidir. Allah'tan kendisine vahyedilenleri, hiçbir şey gizlemeden, bazı bilgileri özel bazı kişilere tahsis etmeden herkese duyurmuştur. (devamı yarın..)
|