NAMAZIN SÜNNETLERİ (3)
Pazar, 25 Mart 2018 00:00

NAMAZIN SÜNNETLERİ (3)

(...dünden devam)

19) Rükû'da üç defa "Subhâne rabbiye'l-azîm" demek,

20) Rükû'da elleriyle dizlerini kavramak,

21) Rükû'da parmaklar arasını açık bulundurmak, kadınlar parmaklarını birbirlerinden ayırmaz, ellerini dizleri üzerine koyarlar,

22) Erkekler için rükû'da dizleri bükmeyip dik tutmak (Kadınlar, rükû'da dizlerini bükerler).

23) Erkekler için rükû'da beli düz tutmak (kadınlar, avreti örtme düşüncesiyle bellerini fazla eğmez, arkaya meyilli bulundururlar),

24) Rükû'da başı sağrı ile bir düzeyde tutmak,

25) Rükû'dan başı kaldırarak, doğrulmak,

26) Secdeye varırken önce dizleri, sonra elleri, sonra yüzü yere koymak,

27) Secdeden kalkarken de aksine önce yüzü, sonra elleri kaldırıp dizler üzerine koyarak iki ayak üzerine dayanıp dizleri yerden kaldırmak. Özürlü olanlar, kolaylarına nasıl gelirse öyle secdeye varır ve kalkarlar.

28) Secdeye giderken "Allahu ekber" demek,

29) Secdeden kalkarken "Allahu ekber" demek,

30) Secdeyi iki eli arasına yapmak,

31) Secdede üç defa "subhâne rabbiye'l-a'lâ" demek,

32) Secdede karnı uyluklardan, dirsekleri yanlardan, kolları yerden uzak tutmak; kolları yere serip uylukları üzerine yumulmamak. Peygamberimiz bu şekilde secde yapardı. Hattâ secdede Peygamberimizin karnı ile uylukları arasından kuzu geçmek istese geçebilirdi (Merakî'l-Felâh). Kalabalık olduğu zaman başkasına eziyetten sakınmak için kolları yanlardan ayırma sünneti terk olunur.

33) Kadınların secdede yumulup kolları yanlara, karnı uyluklara yapıştırması,

34) Secdeyi tamamlamak için iki secde arasında doğrulmak,

35) İki secde arasında elleri uylukları üzerine koyup oturmak,

36) Otururken erkeklerin sol ayağı yere serip üzerine oturması, sağ ayağın parmaklarını Kıble'ye doğru büküp, ayağı dikmesi,

37) Kadınların otururken teverrük etmesi (yani topukları üzerine oturup ayakları sağ tarafa yatırması),

38) Ettehiyyâtu'yu okuduktan sonra şehâdet getirirken şehâdet parma­ğıyla işaret etmek: Yani "Eşhedu en lâilâhe" derken işaret parmağını kaldırıp "illallah" derken indirmek,

39) Teşehhüd'ü gizli okumak,

40) İlk iki rek’attan sonraki rek’atlarda sadece Fatiha okumak,

41) Son oturuşta salâvât-i şerîfe okumak. Şöyle okunur: "Allâ-humme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîme inneke hamîdun mecîd.

Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ bârekte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîme inneke hamîdun me­cîd." (Mânâları: Allah'ım İbrahim'e ve İbrahim soyuna rahmet ettiğin gibi Muhammed'e ve Muhammed soyuna da rahmet et. Muhakkak Sen övülmüşsün, pek yücesin. Allah'ım, İbrahim'e ve İbrahim soyuna bereket (bolluk) verdiğin gibi Muhammed'e ve Muhammed soyuna da bolluk ver. Muhakkak Sen övülmüşsün, pek yücesin.)

(Önemli bir NOT: Hz. Peygamber’in oturduğunda bunları okuduğu rivâyet edilir ama Peygamber’in tahiyyatı okurken kendisine “esselâmu aleyke ey­yuhâ'n-nebiyyu ve rahmetullâhi ve berakâtuh: Selâm sana ey peygamber, Allah’ın rahmet ve bereketleri sana!” demesi, makul olmadığı gibi kendi kendisine salât ve selâm okuması da akıl ve mantığın alacağı bir şey değildir. Daha sonra gelenler, Hz. Peygamber için düzenledikleri salât ve saygı ifadelerini, Peygamber’in ağzına koymuşlardır ki revaç bulsun, kabul görsün. Nitekim öyle de olmuş, bu tür dualar namaza girmiştir.

(devamı yarın..)