Hıristiyan ve Yahudilerin cennete girmeleri ile ilgili

Hıristiyan ve Yahudilerin cennete girmeleri ile ilgili

Hocam selamlar, saygılar... Bazı katı kuralcı hocalar sizin "Allaha, ahirete iman edip salih amel işleyen" Hıristiyan ve Yahudilerin cennete gireceğini söyle­menizi kabul etmiyorlar ve reddediyorlar. Acaba İslam tarihinde bu görüşte olan âlimlerden bazılarının ismini yazabilir misiniz? Ben sizin görüşünüzü kabul ediyo­rum ve akla uygun görüyorum. Ancak ispat açısından soruyorum. Hürmet­lerimle

Cevap: İmam Kuşeyrî (Vefat tarihi 465 H.)nin Letaifu'l-İşarat adlı eserinde Bakara Suresinin 62. âyetine yaptığı tefsire bakabilirsiniz. Kuşeyrî söz konusu âyetin tefsirinde şöyle diyor:

“Asıl bir olunca yolun ayrılığı, güzel kabul görmeye engel olmaz. Her kim yüce Allah'ın âyetlerini doğrular, O'nun kendi zâtı ve sıfatları hakkında söylediklerine inanırsa; şerîatin farklı olması, isim ayrılığı, rızâyı kazanmaya zarar vermez. Bundan dolayı (Allah ta‘âlâ): 'İman edenler, yahûdî olanlar...' dedi. Sonra da: 'Bunlardan her kim inanırsa...' dedi.Yani ma‘rifet(gerçek bilgi)lerde ittifak ederlerse, hepsine de güzel gelecek ve bol sevâb vardır. Mü'min, Hakk'ın güvencesinde olandır. Kim yüce Hakkın güvencesinde bulunursa, elbette onlara korku olmaz ve onlar üzülmezler." ( Letâifu’l-İşârât: 1/96)

Kuşeyrî, Mâide Sûresinde yinelenen aynı âyet için de şu tefsîri yapmıştır:

“(Yüce Allah) Bildirdi ki: 'İnsanlar tevhîd temeli üzerinde birleştikten sonra hâlleri değişik olsa da va‘îdden güvencede olur (cehenneme girmez, cezâ görmez), bol mükâfâta ererler." (Letâifu’l-İşârât: 1/134)

Kur'ân-ı Kerîm, Allah'ın bu geniş rahmetini tevhîd erbabına sunmuş iken bizim Allah'ın rahmetini daraltmaya; son din mensuplarından başka kimsenin cennete girmeyeceğini iddiâ etmeye hakkımız var mı? Kur'ân, peygamberler ve İlâhî dinler arasında bir ayırım yapmıyor ki! Son din ne ise, ilk din de odur. Peygamberin misyonu, yeni din îcâdetmek değil, İbrâhîm'in getirdiği tevhîd dinini aslî sadeliğine kavuşturmak; kendinden öncekileri kendisine tâbi kılmak değil; İbrâhîm'e ve onun soyundan gelen peygamberlere uymaktır.

Görülüyor ki Kur'ân-ı Kerîm, bir milleti topyekün azâba mahkûm etmemiş, indirilen Hak Kitâbı'nın ruhuna bağlı kalanların ödüllendirileceğini; onun yolundan ayrılanların da cezâlandırılacağını belirtmiştir. Bu, Allah'ın genel yasası, temel prensibidir. Son Peygamber Hz. Muhammed'e inanmış olduklarını söyleyen herkesin de cennete gideceğini söylemez, ancak Allah'a ve âhirete inanıp sâlih amel yapanların cennete vâris olacaklarını vurgular.

Büyük İslâm mutasavvıfları hep böyle kapsayıcı düşünürler. İbn Haldun'da da bu görüş vardır. Siz şuraya buraya bakma yerine İlâhî Dinlerin Ruh birliği adlı risalemi okursanız delilleri bulursunuz. O bazı hocaların karşı çıkması hiçbir anlam ifade etmez. Çünkü Kur’ân’ın açık beyanına karşı çıkmaktadırlar. Kur’ân’a karşı çıkana ne denebilir ki? İyte Kur’ân açık ve net olarak der ki:

“Şüphesiz inananlar; Yahûdîler, Hıristiyanlar ve Sâbiîler(den) Allah’a ve âhiret gününe inanan ve iyi iş(ler) yapanlara, Rableri katında mükâfât vardır; onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyecek­lerdir.” (Bakara: 62, Mâide: 69)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş