İLK KIBLE MESELESİ (2)
Cumartesi, 30 Aralık 2017 00:00

İLK KIBLE MESELESİ (2)

(...dünden devam)

Müslümanların, Kudüs'ten Kâ'be'ye yönelmeleri, Yahûdîlerin canlarını sıkmış, "Bunları bulundukları kıbleden çeviren nedir?'' demişlerdir. Zaten Allah, bu çevrilme emrini verirken onların böyle söyleyeceklerini haber vermiştir: "İnsanlardan bazı beyinsizler: 'Onları, üzerinde bulundukları kıbleden çeviren nedir?' diyecekler. De ki: ''Doğu da, batı da Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola iletir." (Bakara: 142)

Mes'ele şuraya buraya yönelmek değil, gönlü Allah'a yöneltmektir. Doğu da, batı da Allah'a aittir. Daha önce gelmiş olan bir âyet, nereye yönelinse Allah'ın Zatının orada bulunduğunu vurgulamıştır. Kudüs'e veya Kâ'be'ye yönelmek bir tevhid sembolü idi. Tevhid dininin asıl temsilcisi Hz. İbrâhîm (A.) idi. Kâ'be'yi o yapmıştı. Hz. İbrâhîm, üç dinin babası sayılırdı. Yahudîliğin, Hıristiyanlığın ve Müslümanlığın kurucuları olan peygamberler, hep onun neslinden gelmişlerdi. O halde bu üç dinin atasının, Allah adına yaptığı Ev'e yönelmek en doğru bir hareket olacak ve Kâ'be bütün putlardan temizlenip tevhidin odak noktası haline gelecekti. Artık İslâm güçleniyordu. Kıblenin Kâ'be'ye çevrilmesi, bu işareti veriyordu. Yahudîlik, gerçi semavî bir dindi ama din adamları tarafından yapılan yorumlarla yozlaştırılmış, şirke bulanmıştı. Hele aslında tevhîd dininin mensubu olduklarını söyleyen toplum, hiç yola gelmeyecek bir toplum olursa.

Oysa öteki toplum, şimdi müşrikti ama sonra tamamen muvahhid olacaktı. O halde oraya yönelmek gerekliydi. Ve öyle bir din kuruluyordu ki o dinin salikleri, kimseyi taklidetmeyecekler, kimseyi kendilerine örnek almayacaklar, kendileri herkese örnek olacaklardı. Allah, kıbleyi çevirmekle artık çok zinde bir tevhid ümmeti meydana getirdiğini işaret ediyordu. Kıyamete kadar gelecek nesillerin mihrakı, herkese imtisal nümunesi olacak bir ümmet. Bunu, yüce Allah açıkça belirtiyor: "Böylece sizi orta bir ümmet yaptık ki insanlara tanık olasınız, peygamber de size tanık olsun. Biz, Peygambere uyanı, ökçesi üzerinde geriye dönenden ayıralım diye, eskiden yöneldiğin Kâ'be'yi kıble yaptık. Bu, Allah'ın, yol gösterdiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir. Allah sizin îmânınızı zayi edecek değildir. Şüphesiz Allah, insanlara şefkatli, merhametlidir." (Bakara Sûresi: 143.)

Evet Allah, kıbleyi tevhîdin asıl mümessili olan Hz. İbrâhîm'in yaptığı Kâ'be'ye döndürmekle İslâm ümmetini orta bir ümmet yapmıştır. Bütün insanlık dairesinin merkezinde bulunan orta bir ümmet, diğer milletlere şahid, örnek olacak bir ümmet. 143’ncü âyette İslâm ümmetinin, diğer ümmetlere şâhid olan, aşırılıktan uzak, orta yolda yürüyen, yani tam dengeli bir ümmet olacağı anlatılmaktadır. Acaba ümmet şimdi, Kur'ân'ın belirlediği bu dengede midir? Maalesef bu dengeli çizgiden uzakta görünmektedir ama tekrar bu dengeyi tutturması umulur.

***

Son Güncelleme: Pazar, 17 Aralık 2017 22:28
 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş