MESCİD-İ AKSÂ: TARİHÎ BOYUT (4)
Perşembe, 21 Aralık 2017 00:00

MESCİD-İ AKSÂ: TARİHÎ BOYUT (4)

(...dünden devam)

Ömer daha önce Ecyad komutanlarına da, yerlerine vekil bırakıp belirlenen günde kendisini karşılamalarını yazmıştı. Komutanlar, Ömer’in geldiği günde önce Yezîd bn Ebu Süfyan (bu zat Muaviye'nin oğlu Yezîd değil, kardeşi Yezîd'dir ki Şam Savaşlarında şehid düşmüştür), ardından Halid bn Velîd, ardından da Ebu Ubeyde Cabiye’ye gelmişlerdi. Komutanlarını ipek giysiler içinde gören Ömer'in tepesi attı. Atından inip yerden bir taş alarak onlara attı:

– Ne çabuk böyle lükse alıştınız da beni bu kıyafetle karşılıyorsunuz? Sizin ancak iki yıldan beri karnınız doymaya başladı. Vallahi böyle yaparsanız sizi başkalarıyla değiştiririm! Dedi.

Komutanlar özür dileyip:

– Ey mü’minlerin emîri, bu kıyafetler örtüdür, biz silahlıyız! Silâ­hımızı abamızın altına gizledik, dediler.

"– Peki, öyle ise" diyen Ömer, Cabiye’de çadırında otururken kar­şıdan gelen bir topluluk göründü. Birden baskına uğradıklarını sanan insanlar "Silaha sarılın!" dediler. Bunları kılıçla üstlerine gelen süvariler sandılar. Ömer gü­lümsedi, "Korkmayın!" deyip tedirgin olanları sa­kin­leş­tirdi.

Gerçekte bunlar Kudüs patriği Saferneyos’un elçileriydi. Mü’­min­lerin emîri ile barış antlaşmasını tamamlamaya gelmişlerdi. Ömer bunlarla Dımaşk Barış Artlaşması şartlarına göre barış yaptı. Hatta bun­lara daha da cömert davrandı. Bunlar için şöyle bir güvence yazdı:

"Bismillahirrahmanirrahîm: Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla. Bu, Allah’ın kulu, Mü’minlerin emîri Ömer’in, İlya (Kudüs) halkına verdiği güvencedir: Onlara can, mal, din özgürlüğü güvencesi vermiştir. Kiliseleri, haçları (mabetleri) kendilerine aittir. Mabetlerinin hastaları, sağlamları, tüm hizmetlileri kendilerinindir. Kiliseleri yıkılmayacak, bunla­rın müştemilatına, haç­larına, mabedlerine dokunulmayacak, bu tapınaklara ait mallara el konul­mayacak, hiç kimseye dininde baskı yapılmayacak, hiç kimseye zarar verilmeyecektir. Kudüs’te hiçbir Yahudi bunların mahallesine oturtulmayacaktır.

Buna karşılık İlya halkı da cizye verecekler, Bizanslıları ve hırsızları Kentten çıkaracaklardır. İlya halkından dileyen, eşyasını alıp Bizanslılarla beraber, güven içinde yaşayabilecekleri yerlere gidecektir. Kentte yaşamakta olan yabancılardan da dileyen cizye verip bu Kentte yaşamlarına devam edecek, dileyen Bizanslılarla gidecek, dileyen de kendi ülkesine, ailesinin yanına dönecektir.

Ürünler devşirilmeden kimseden bir şey (cizye, haraç) alınma­yacaktır. Bu ahitnamede Allah adına verilen sözler, Allah Resulünün, Halifelerin ve Mü’minlerin zimmetinde (garantisi altında)dır. Halk cizyelerini verdikleri sürece bu ahitname yürürlüktedir."

Ömer yazılan antlaşmayı mühürledi, Halid bn Velid, Amr bn Âs, Abdurrahman bn Avf ve Muaviye bn Ebu Süfyan da tanıklık etti.

Saferneyos’un elçileri imzalanan Barış antlaşmasını Kudüs’e götürdüler. Patrik ve bütün kent halkı memnun oldular.

(devamı yarın..)

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş