ARABADA NAMAZ KILMAK (3)
Perşembe, 14 Aralık 2017 00:00

ARABADA NAMAZ KILMAK (3)

(...dünden devam)

Tüster kalesi kuşatmasında bulunan Enes (bn Mâlik), sabah ışırken savaş devam ettiğinden namaz kılamadıklarını, ancak güneş yükseldikten sonra kendilerine fetih nasip olup namaz kılabildiklerini ve Ebû Mûsa ile kıldıkları o namazın, kendisi için dünyadan ve dünya içinde bulunan her şeyden daha hayırlı olduğunu anlatmıştır.” (Buhârî, Salât, bâb as-salâtu inde munâhati'l-husûn )

Buhârî, bu görüşüne Hz. Peygamber'in, ikindi namazını erteleyip güneş battıktan sonra kıldığını delil gösterir. Çoğunluk, Hendek Savaşında, henüz korku namazı hakkındaki emrin gelmediğini söyleyerek Buhârî'nin görüşüne itiraz etmişler, bu husustaki emirler geldikten sonra, Nisa' Sûresi 102’nci âyetin emri ve bunu açıklayan hadîslerin tarifine göre namaz kılınabileceğini söylemişlerdir.

Fakat korku namazı hakkındaki emirlerin, Hendek Savaşından sonra gelmiş olması, Buhârî'nin, tehlikeli anlarda namazın ertelenebile­ceği hakkındaki görüşüne aykırı düşmez. Zira bu hal, nadir bir durumdur. Tehlike çok fazla ise namaz ertelenebilir. Nitekim Hz. Ömer zamanında fethedilen Tüster Kalesi kuşatmasında sahabîler, sabah namazını ertelemiş­lerdir (İbn Kesîr. 1/295-296).

Biz yine çoğunluğun görüşüne uymayı uygun görüyoruz: Teh­like fazla değilse Nisa Sûresi, 102’nci âyette tarif edildiği şekilde na­maz kılınır. Tehlike fazla ise herkes kendi başına, yaya veya binek üzerinde ima ile, iki veya bir rek'at namaz kılar. Bunu da yapmak tehlikeli ise yalnız iki tekbir almak, iki defa "Allahu ekber, Allahu ekber" demek kâfi gelir. Maksat Allah'ı gönülden anmak, her işte, her zaman O'nunla beraber olduğunu unutmamaktır.

Yeni İslâm İlmihali adlı eserimizde de binek üzerinde namaz hakkında hüküm şöyle açıklan­mak­tadır:

Farz ve vâcib namazları, cenaze namazını, okunan âyetin secdesini hayvan üzerinde kılmak sahih değildir. Ancak bir özür olursa "Korkar­sanız yaya veya binek üzerinde (kılarsınız)." (Bakara: 239) âyetinin hükmü uyarınca farz ve vacib namaz hayvan üzerinde kılınabilir.

Bu özür şunlar olabilir: Kendisinin veya hayvanının başına bir şey gelmesinden, elbisesinin bozul­masından veya yırtılmasından, arkadaş­larının gitmesinden, trenin kaçmasından, yırtıcı bir hayvan saldırmasından korkmak, indiği takdirde hayvanına binememek, kendisini bindirecek birisinin bulunmaması, yağmur, çamur... İşte bunlar, farz ve vacibi de hayvan üzerinde kılmayı sahih yapan özürlerdir.

Eğer namaz için bir yere inmek tehlikeli ise "Korkarsanız yaya veya ayakta (kılınız)." (Bakara: 239) âyet-i kerîmesinin emri üzere herkes bineği üzerinde nereye dönebiliyorsa o tarafa dönüp îmâ ile namazını kılar. Hayvan üzerinde mekân ihtilâfı olduğundan iktidâ sahîh değildir.

Düşman tehlikesi olduğu zaman namaz kılarken üzerinde silâh taşımak Hanefî mezhebine göre müstehabdır. İmâm-ı Mâlik ve Şafiî'ye göre bu halde silâhlı kılmak vâcib(gerekli)dir.

Îmâ ile kılmanın da tehlikeli olduğu durumlarda yalnız iki defa tekbîr almak kâfidir.

***

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş