CENNETE KİM GİRER? (1)
Çarşamba, 25 Ekim 2017 00:00

CENNETE KİM GİRER? (1)

 (...dünden devam)

Kur'ân'a göre Allah, yalnız belli bir zümrenin rabbi değil, bütün âlemlerin Rabbidir. "Övgü, âlemlerin Rabbine mahsustur" âyeti, namazın her rek‘atinde okunarak, Allah'ın, bütün yaratıkların Rabbi olduğu vurgulanır. Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın, rahmeti de belli bir zümreyi değil, her yaratığını kapsar. Evet O'nun gazabı da var ama, rahmeti, gazabını geçmiştir: ": Rabbiniz, kendisine rahmeti yazmış(acımayı prensip edinmiş)tir” ( En‘âm: 55/12, 54), “Rahmetim, her şeyi kaplamıştır.”(A‘raf: 39/156) Bir kudsî hadîste de Allah'ın rahmetinin, gazabını geçtiği buyurul­muş­tur (Buhârî, Tevhîd: 55, Bed'u’l-halk: 1; Müslim, Tevbe: l4-16; İbn Mâce, Zühd: 35).

“Toplantı günü için sizi toplayacağı gün, işte o, aldanma günüdür (dünyâda büyük, üstün, cennetlik olduklarını sanan birçok kimse, orada öyle olmadığını; gerçeği görünce aldanmış olduğunu anlar). Kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa Allah onun kötülüklerini örter ve onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar, orada ebedî kalırlar. İşte büyük başarı budur.” (Teğâbün: 107/9)

İşte bu genel prensibi her yerde vurgulayan Kur'ân, Arabistan'da bilinen din mensupları içinde bu prensibe bağlı kalan insanları cennetle müjdelemiştir:

“Şüphesiz inananlar; Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbi­îler (den) Allah’a ve âhiret gününe inanan ve iyi iş(ler) yapanlara, Rableri katında mükâfât vardır; onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.” (Bakara: 92/62, Mâide: 110/69) Bakara: 92/62’nci âyetin tefsîrinde İmam Kuşeyrî şöyle diyor:

“Asıl bir olunca yolun ayrılığı, güzel kabul görmeğe engel olmaz. Her kim yüce Allah'ın âyetlerini doğrular, O'nun kendi zâtı ve sıfatları hakkında söylediklerine inanırsa; şerîatın farklı olması, isim ayrılığı, rızâyı kazanmaya zarar vermez. Bundan dolayı (Allah ta‘âlâ): 'İman edenler, Yahudi olanlar...' dedi. Sonra da: 'Bunlardan her kim inanırsa...' dedi.Yani ma‘ri­fet(gerçek bilgi)lerde ittifak ederlerse, hepsine de güzel gelecek ve bol sevâb vardır. Mü'min, Hakk'ın güvencesinde olandır. Kim yüce Hakkın güvencesinde bulunursa, elbette onlara korku olmaz ve onlar üzülmezler." (Letâifu’l-İşârât: 1/96)    

Kur'ân-ı Kerîm, Allah'ın bu geniş rahmetini tevhîd erbabına sunmuş iken bizim Allah'ın rahmetini daraltmağa; son din mensuplarından başka kimsenin cennete girmeyeceğini iddiâ etmeğe hakkımız var mı? Kur'ân, peyğamberler ve İlâhî dinler arasında bir ayırım yapmıyor ki! Son din ne ise, ilk din de odur. Peygamberin misyonu, yeni din îcâdetmek değil, İbrahim'in getirdiği tevhîd dinini aslî safvetine kavuşturmak; kendinden öncekileri kendisine tâbi kılmak değil; İbrahim'e ve onun soyundan gelen peygamberlere uymaktır.

(devamı yarın..)