VAHYİN MAHİYETİ VE BAĞLAYICILIĞI SORUNU (2)
Salı, 03 Ekim 2017 00:00

VAHYİN MAHİYETİ VE BAĞLAYICILIĞI SORUNU (2)

(...dünden devam)

Güzel rüyâ da bu tür vahiydendir. Peygamber (s.a.v.) ilk zaman­larında böyle güzel ru'yâ şeklinde vahiy alırdı. Gördüğü her rüya, sabah aydınlığı gibi net çıkardı. Hz. İbrâhîm'in rüyada çocuğunu kestiğini gör­mesi de böyle bir vahiy idi.

Ağaçtan Mûsâ'ya: “Ey Mûsâ ben, evet ben senin Rabbinim, pabuçlarını çıkar, çünkü sen Mukaddes Vâdî'de, Tuvâ’dasın.” (Tâhâ: 45/12) sesinin gelmesi, ikinci çeşit vahye misaldir. Yüce Allah, Tûr-i Sînâ'da da Mûsâ'ya görünmeden hitâbetmiş Mûsâ'nın: "Rabbim, bana görün, sana bakayım" demesi üzerine Allah ona, ken­disini göremeyeceğini söylemiştir (A‘râf: 39/143).

Allah'ın, Cebrâîl'i veya herhangi bir meleği, bir insana gönderip buyruk­larını duyurması da üçüncü çeşit vahyi oluşturur.

İlhâm şeklinde olan birinci vahiyde peygamber, kalbine bazı düşüncelerin doğduğunu bilir ama kendisinin dışında bir telkin edicinin farkında olmaz. İkinci çeşit vahiyde peygamber kendi zâtı dışında bir ses işitir, fakat sesin sâhibini görmez. Ancak kendisine hitâbedenin Allah olduğunu bilir. Üçüncü çeşit vahiy ise melek ile insan arasında ruhsal bir ilişki sonucudur. Peygamber, vahyedenin, kendi zâtı dışında bir varlık olduğunun bilincindedir.

Râğıb şöyle diyor: Vahyin aslı sür‘atli işarettir. Sür'atli emr(iş)e, emrun vahyun denilir. Vahiy terkipsiz, soyut ses ile, işaretle ve yazı ile olabilir. "Zekeriya ma‘bedden kavminin karşısına çıkıp onlara: ‘Sabah akşam Rabbinizi tesbîh edin,’ diye vahyetti" (Meryem: 55/11) âyetinde vahiy, Zekeriya'­nın, cemâatine işâret veya yazı ile anlatması şeklinde yorumlanır.

"Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytânlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler vahyederler." (En'âm: 55/112), "Şeytânlar dostlarına sizinle mücâdele etmeleri için vahyederler.” (En'âm: 55/121) âyetlerinde insan ve cin şeytânlarının birbirlerine veya dostlarına vah­yetmeleri, fısıltı ile gizlice söz söylemeleri, vesvese verip kötü düşünceler aşılamalarıdır. Bunlar Tanrısal olmayan vahiylerdir.

Allah'ın, peygamberlerinin ve velîlerinin kalblerine düşürdüğü söz­lere de vahiy denir. "Allah bir insanla, ancak vahiyle, yâhut perde ar­kasından konuşur..." âyetinin bildirdiği üzere İlâhî vahiy de birkaç şekilde olur:

1- Sadık rü’yâ. Görülen rü’yânın, aynen çıkması, vahyin başlan­gıcını işaretler. Hz. Peygamber(s.a.v.)e ilk vahiy, sadık rü’yâ şeklinde başlamıştı. Peygamberliğine tekaddüm eden aylarda gördüğü her rü’yâ, sabah aydınlığı gibi çıkardı (Buhârî, Bed’u’l-vahy: 1).

(devamı yarın..)