VAHYİN MAHİYETİ VE BAĞLAYICILIĞI SORUNU (1) |
Pazartesi, 02 Ekim 2017 00:00 | |||
VAHYİN MAHİYETİ VE BAĞLAYICILIĞI SORUNU (1)
Değerli Hocam selam ederim. Hocam çok merak ettiğim bir konuyu daha size sormak istiyorum. Kur'ânı Kerimde birçok ayette "Ben sadece bana vahyedilene uyuyorum" ifadesi geçiyor. Din adına bildiğim birçok kişi bu vahyedilen ifadesinden sadece Kur'ân anlamı çıkarıyor. Birde bazı ayetlerde "Ben sizin bilmediğiniz şeyleri Allahtan gelen vahiy ile biliyorum" ifadeleri geçiyor. Hocam bu ayetleri nasıl anlamalıyız bizi bağlayan kısmı nedir, biraz açıklar mısınız saygılarımla... Cevap: Hz. Peygamber'e vahyedilen sadece Kur'ân'dır. Ama Kur'ân dışında Peygamber'in kalbine doğan bazı mesajlar da vardır ama bunlar Kur'ân vahyi gibi değil, ilham şeklindedir. Konuyu iyi anlayabilmek için Kur'ân Ansiklopedisi adlı eserimizden vahiy maddesini okumanız gerekir. Nispeten özetini yazıyorum: Vahyin çeşitleri: 51- Allah bir insanla (karşılıklı) konuşmaz. Ancak vahiyle (kulunun kalbine dilediği düşünceyi doğurarak), yahut perde arkasından konuşur yahut izniyle dilediğini vahyedecek bir elçi gönderir. O, yücedir, hüküm ve hikmet sâhibidir. 52- İşte sana da böyle emrimizden bir rûh (gönüllere can veren bir söz) vahyettik. Sen Kitap nedir, imân nedir, bilmezdin. Fakat biz onu, kullarımızdan dilediğimizi, doğru yola ilettiğimiz bir nur yaptık. Şüphesiz sen, doğru yola götürüyorsun: 53- Göklerde ve yerde bulunan her şeyin sâhibi Allah'ın yoluna. İyi bilin ki bütün işler sonunda Allah'a varır. (Şûrâ: 62/51-53) 62/51. âyette vahy çeşitleri sayılmaktadır: Allah, bir insanla doğrudan doğruya konuşmaz. Ya sözlerini insanın kalbine ilham eder yahut perde arkasından ona hitâbeder veya bir elçi gönderir de o elçi, Allah’ın izniyle, O’nun dilediği sözleri vahyeder. İşte Allah’ın insanla diyalogu, bu yollardan biriyle olur. Vahy, fısıldamak, gizli konuşmak, sür‘atli bir işaret, gizli bir ses ile düşünce aşılamak, ilhâm etmek anlamlarına gelir. Peygamberlerin ve Allah dostlarının kalblerine düşürülen İlâhî sözlere de vahy denilir. Âyette gösterilen birinci çeşit vahy, Allah’ın, kulunun kalbine attığı düşünce(ilhâm)dır. “İşte âlemlerin Rabbi’nin elçisi Cibrîl (Allah’ın selâmı üzerine olsun), kalbime şöyle üfledi: ‘Hiçbir can rızkını tüketmeden ölmez. Rızkı gecikse de (sonunda) eline geçer.’ O halde Allah’tan korkun, rızkı güzel arayın. Rızkın gecikmesi, sizi, Allah’a isyân olacak biçimde rızık kazanmaya sevk etmesin. Çünkü Allah’ın katında olan, ancak O’na itâatle elde edilebilir.” (et-Terğîb ve’t-Terhîb: 2/535. Bezzâr ve Hâkim rivâyet etmişlerdir. Benzeri için bak: İbn Mâce, Ticâret: 2) meâlindeki hadîs bu tür vahye işaret etmektedir. (devamı yarın..)
|