Peygamberlerin ölüleri diriltme mucizeleri *** Takdir ve teşekkür ***Görünmez Alemin İzleri

Peygamberlerin ölüleri diriltme mucizeleri

Sayın hocam, sizin yazılarınızı Vatan gazetesinden takip ediyordum. Artık kendi sitenizden okuyorum. Evimde ilmihaliniz, dua kitabınız da bulunmakta ve gerçekten çok yararlanıyorum.

Hocam, benim annemin de arasında bulunduğu, kendi halinde, namazını kılan, orucunu tutan, yer yer Kur’ân-ı Kerim okuyan, televizyondan bazı hocaları takip eden insanlar, dinlerin hikâyesini, ağızdan ağıza dolaşan rivayetleri daha çok seviyorlar ve onlara inanmayı istiyorlar. Örneğin sizin yazılarınızdan doğrusunu öğrendiğimiz Peygamberimizin, Miraç gecesi Burak adlı atla göğe yükseldiğine, burada 50 rekât namazın farz kılındığına, Musa peygamber sayesinde 5 vakte indiğine inanmak daha hoşlarına gidiyor. Çünkü yılların inancına televizyondaki bazı hocalar da katılıyor ve aynen böyle anlatıyorlar.

Yine Cenabı Hakkın Hazreti Muhammet’e “ âlemleri senin için yarattım” dediğinde ısrar ediyorlar. Sizin yazılarından öğrendiğimiz gibi “Allah kâinatı dünyayı kendisi için yarattı.” dediğimizde suskun kalıyorlar ama inanmadıkları kesin.

Hocam benim asıl sizden bilgi almak istediğim konu şudur: Annemin dediğine göre, Hz. Peygamberin mucizeleri arasında ölüyü diriltmek vardır ve bilmem kaçıncı göbekten torunu Veysel Karani hazretlerinin de böyle mucizesi vardı. Ben “Ölüyü diriltmek sadece Allah’a mahsustur, böyle konuşarak şirke bulaşıyorsun“ dediğimde filanca yerde, filanca zamandaki alim hoca anlatmıştı. Çok âlim bir hocaydı diyor.

Hz. İsa’nın da körlerin gözünü açtığı, ölüleri dirilttiği daha yaygın bir inanış. Hocam lütfen bu konuyu açıklar mısınız? Saygılarımla. Mehtap Varlı

Cevap: Anneniz halktan biri. Halk masallara inanmayı seviyor. Hatta sevmek ne kelime? Bayılıyor. Hz. Peygamber ölüleri diriltmedi ama ölü gönülleri Allah sevgisiyle diriltti. Ölüyü ancak Allah diriltir. Ancak Maide Suresinde belirtildiğine göre Hz. İsa'ya böyle bir mu'cize verilmiştir. Peygamberler içinde sadece ona ölüyü diriltme mu'cizesi verilmiştir. Çünkü Maide Suresinde şöyle buyurulmaktadır:

"Ben Allah'ın izniyle körü ve alacalıyı iyileştiririm ve Allah'ın izniyle ölüleri diriltirim." Âyetin düz manası budur. Bununla ölü gönülleri diriltmesi mi kastedilmiştir, yoksa gerçekten ölmüş olanları dirilttiği mi anlatılmaktadır? Allah bilir. Gerçi ölmüş olan bir kimseyi dirilttiğine dair rivayetler de vardır. Ama dediğim gibi bu mu'cize sadece Hz. İsa'ya verilmiştir. Peygamberimizin ölüyü dirilttiğine dair hiçbir sağlam delil ve sağlam hadis yoktur. Bu konudaki rivayetlerin hepsi uydurmadır.

Üveys el-Karanî de Peygamberimizin bilmem kaçıncı göbekten torunu falan değil, Peygamberimizin çağdaşı olan, fakat Peygamberimizi görmediği için Muhadram sayılan Yemenli bir Müslüman’dır. Hz. Peygamber’i görmek üzere Yemen’den Medine’ye kadar geldiği, ancak Peygamber’in evinde değil, Mescitte bulunuşu dolayısıyla onu göremeden geri döndüğü şeklinde akıl ve mantık dışı bir rivayet vardır. Peygamber’in evi zaten Mescidinin içinde idi. Peygamber’in evine gelen, zaten Mescide de gelmiş olur. Bin km.’den fazla bir yolu gelmiş olan bir Peygamber âşıkının, iki adım mesafedeki Mescide gitmemesi nasıl düşünülebilir. Onun hakkındaki rivayetlerin çoğu efsanevi bir karakter taşır. Hatta kendisinin tarihi bir şahsiyet olduğu hakkında kuşkular da vardır.

 

Takdir ve teşekkür

Sayın hocam, Vatan gazetesini elime alır almaz hemen yazınızın bulunduğu sayfayı açıp, büyük bir mutlulukla okuyordum. Artık Vatan gazetesini elime almaya gerek kalmadı. Yorulmadan, bıkmadan bize bu yeni köşenizde aktarmaya devam ettiğiniz çok değerli bilgi ve düşünceleriniz için size teşekkür eder saygılarımı sunarım.

Yüksek elektrik mühendisi Emine Esin Hasdemir

Cevap: Sağ olun Emine Hanım

 

Görünmez Alemin İzleri

Sayın Hocam, "Görünmez Âlemin İzleri" adlı kitabınızı hiçbir kitapçıda bulamadım. Acaba nerden bulabilirim? Saygılar. Nilhan Tezcan

Cevap: Yeni ufuklar Neşriyat, Nuhkuyusu caddesi, no. 267 Bağlarbaşı Üsküdar İstanbul, Tel: 0216 492 66 13 veya 0532 213 11 43 ten temin edebilirsiniz.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş