MESCİDİ AKSA KUDÜS ŞEHRİNDE OLMAK ZORUNDA MI? (1)
Salı, 01 Ağustos 2017 00:00

MESCİDİ AKSA KUDÜS ŞEHRİNDE OLMAK ZORUNDA MI? (1)

Değerli Hocam,

Mescidi Aksa Kur'an'da geçiyor, ancak Kudüs şehrinin adı geçmiyor. Peygamberimizin uzak mescitle ilgili şekilsel sorulara cevap verdiği rivayet ediliyor. Örneğin kaç kapısı olduğu sorulunca binayı gözünde canlandırıp sayısını söylemiş. Ayrıca Peygamberimiz yön tayini için: Kabe'yi önüne alarak Kudüs yönünde namaz kılıyormuş diye okudum. Mescidi Aksa'yı iki nokta ile seçmiş olması (geometri açısından şaşmaz düz bir çizgi eder) çok dikkatimi çekti.

Peygamberimizin var olan bir mescide yöneldiğini, bunun da Ci'rane'de bulunan bir mescit olduğunu düşündüğünüzü okudum. Ayette sözü geçen uzak mescidin Kudüs şehri dışında olmasına dinen bir engel var mı? Olabilir mi? Yoksa Kudüs'te olması gerektiği kesin midir? Saygılarımla....

Diğer sorum: Mescidi Aksa'nın kaç kapısı vardır? Kuran'da yazmıyor. Rivayetler nedir?

Saygılarımla,...

Cevap: Konu hakkında geniş bilgiyi Kur'ân Ansiklopedisi adlı eserimin Mescid maddesinde bulabilirsiniz. Özeti ektedir.

Mescid-i Aksâ (المَسجِدُ الأقصَي):

Uzak mescid anlamına gelen Mescid-i Aksâ, Kudüs’te bulunan Süleyman ma‘bedinin adı olduğu, kamuoyu halindedir. İsrâ: 50/7 âyetinde düşman istîlâsına uğrayıp tah­rîbedilen Mescid, Kudüs’teki Süleyman Ma‘bedi’dir. İsrâ 1. âyette anılan Mescid-i Aksâ’nın da, 7. âyette anılan Mescid (Süleyman Ma‘bedi) olduğu ve Peygamber’in, geceleyin Mescid-i Harâm’dan, Kudüs’e yürütüldüğü, büyük olasılıkla Hadîs derleme faaliyetlerinin başlatıldığı Eme­vîler döneminde kamuoyu haline getirilmiştir.

Arapların Kudüs adını verdikleri kente, eski yazarlar genellikle Beytu’l-makdis adını verirler. Bu isim, İbrânîce Béthemmißdaş kelimesinin çevirisi olup Süleyman ma‘bedi anlamına gelirdi. Sonra Kent için kullanıldı. Bu kent hakkında eskiler İlyâ adını da sık sık kullanmışlardır.

Beyt-i Makdis önce Buhtunnasır tarafından tahribedilmiş, sonra Fars Kralı Erdeşîr-i Behmen (Kurus) tarafından onarılmıştır. Kurus zamanında otonom bir hükûmet kurmuş olan Yahûdîler, Yunanlıların ve Romalıların idaresine geçmişlerdir. Neron’un halefi Ospasyanoş ve onun oğlu Titus tarafından Beyt-i Makdis ikinci kez tahribedilmiştir. Titus Yahûdîlere katliam uyguladı. Kaçıp kurtulabilen İsrâîloğulları, toparlanmağa başladılar. Nihayet Hıristiyanlığı kabul eden Bizans İmparatoru Konstantin’in annesi Eleni, Kudüs’e geldi. Hz. Îsâ’nın, çarmıha gerildiği yerde bir kilise yaptırdı, fakat biraz harab vaziyette bulunan Beyt-i Makdis ma‘bedini de tamamen yıktırıp burayı mezbele yaptırdı. İşte Hz. Ömer Kudüs’e gelince bu mezbeleyi temizletip bir bölümü üzerine yaptırdığı mescide Mescid-i Aksâ adı verilmiştir. Peygamber zamanında Kudüs’te Mescid-i Aksâ adıyla bilinen bir mescid yoktu.

(devamı yarın..)