BAZI AYETLERİN DİLİ (1)
Pazartesi, 22 Mayıs 2017 00:00

BAZI AYETLERİN DİLİ (1)

Hocam öncelikle hayırlı Ramazanlar diliyorum. Din ile alakalı aklıma takılan bir şey olduğunda web sitenizi ziyaret ediyor ve çok da faydalanıyorum; hakkınızı helal ediniz.

Yine epeydir araştırdığım ve tatminkâr bir açıklama bulamadığım bir konu var; sitenize de baktım ama yoktu ya da gözümden kaçtı bulamadım.

Kuran-ı Kerim'de -Fatiha suresinde olduğu gibi- bazı ayetlerde sanki Hz. Peygamber ağzından iletilmiş gibi bir dil var. Oysa mübarek kitabımızda, yüce Allah'ın doğrudan hitabı olan "Ben" ve kimi âlimlerin Cebrail aleyhisselamın âlemi olan melekut âleminin hitabı olduğunu ifade ettikleri "Biz" dili var; ki zaten Allah kelamı olduğu için de böyle olması gerekir. 

Hocam sorum tahmin edebileceğiniz gibi; neden kimi ayetlerin doğrudan Hz. Peygamber ağzından nakledilmiş olduğuyla ilgili. Cevabınız için şimdiden çok teşekkür ederim. Hakkınızı helal ediniz.

Saygılarımla, ..

Cevap: Bu Konuda "Gerçek Din Bu" ve "İslâm'da Güncel Tartışmalar" adlı kitaplarımı okusaydınız cevabı bulmuş olurdunuz. Şimdi size konuyu etraflıca anlatmaya çalışayım:

KUR’ÂN ALLAH KELÂMI, MELEĞİN SÖZÜDÜR

19- (Andolsun bunlara) Ki o, değerli bir elçinin (Ceb­râil'in) sözüdür. 20- (O elçi,) Güçlüdür, Arşın sâhibi (Allâh) katında yücedir. 21- Orada (kendisine) itâ'at edilen, güvenilendir. 22- Arkadaşınız cinli değildir. 23- Andolsun (Muhammed) onu apaçık ufukta görmüştür. 24- O, gayb hakkında (verdiği haberlerden dolayı) suçlanamaz. 25- O (Kur'ân) kovulmuş şeytânın sözü değildir.” (Tekvîr: 7/19-25)

Kur’ân dikkatle okununca mesajın, Allah adına üçüncü bir kişi, bir melek elçi tarafından Hz. Muhammed’e verildiği anlaşılır. Çünkü vahiy formu “Allah göğü yükseltti, yeri döşedi, sizin için işitme ve görme duyuları yarattı...” şeklindedir. Belli ki bu sözleri, doğrudan Allah söylemiyor, bir mânevî elçi, bir melek söylüyor.

İşte bu olgu düşünülürse Kur’ân’daki "yemîn: andiçme" formları daha iyi anlaşılır. Önce Arap dilinin bir üslûbu olan andiçme, edebî sözlerde çok kullanılır. Bu bir. İkinci olarak da: Ant içen bizzât Allah'ın kendisi değil, Peygamber'e vahiy getiren melektir. Zaten sözgeliminden de bu açıkça anlaşılmaktadır: "Güneşe ve onun aydın sabahına andolsun. Onu izleyen Aya andolsun. Güneşi tamamen ortaya çıkaran gündüze and­olsun. Ve onu örten geceye andolsun. Göğe ve onu yapana andolsun. Yere ve onu yuvarlakça döşeyene andolsun. Nefse ve onu biçimlendirene andolsun... (Şems: 26/1-7)

(devamı yarın..)