İslam’da müzik ve çalgı aletleri *** Müzik hakkında soru soranın teşekkürü ve ek sorusu

İslam’da müzik ve çalgı aletleri

Bir sorum olacak ben fakülte mezunu, yüksek lisans yapmış bir müzisyenim. İmam-ı A’zam Ebu Hanife, müziğin dinen haram olduğunu söylemekte. Hocamız bu konuda ne düşünüyor, nasıl olur da insanın doğasında Allah’tan gelen ve üstün yetenek sayılan müzik aleti çalma, solistlik yapabilme gibi bir yeti haram olarak nitelendirilebilir?

Yıllarca sizleri izledim, bir kez sizden bunu duymadım. Şok oldum hocam; hatta âyet var diyorlar Lokman 6 âyet: İnsanlardan kimi var ki; bilgisizce (insanları) Allâh'ın yolundan saptırmak ve onunla alay etmek için boş hadîsi (eğlence sözünü) satın alır. İşte onlara küçük düşürücü bir azap vardır.

Bu âyetle müziğin yasaklandığından bahsediliyor. Peygamberimizin de ben çalgıları yıkmak için geldim, gibi hadisleri var deniyor. Def caizmiş, bağlama yasak. Farkı nedir ki hocam? Lütfen aydınlatırsanız minnettar olurum. Allah’a emanet olunuz, saygı sevgilerimle.

Cevap: Vallahi bu tür sözlerin hepsi Peygamber’e iftiradır. Müziğin haram olduğuna delil gösterilen âyette böyle bir delil yoktur. Çünkü âyette müzikten değil, boş sözleri, uydurmaları Tanrı sözü gibi gösteren düşünceler kınanmaktadır. Bunun müzikle ilgisi yoktur. Tam tersine cennette mü'minlerin müzikle ağırlanacaklarını belirten âyet vardır. Allah bu insanlara insaf versin. İmamı A'zam öyle bir söz söylemiş mi, söylememiş mi? Belli değil. Söylese de mühim değil. Onun her sözü bizi bağlamaz. İmamı A'zam'ın "Yerküreyi donmuş su üzerine döşeyen Allah'ı tesbih ederim" şeklinde bir tesbihinden de söz edilir. Kimi tarikat mensupları bu tesbihi sıklıkla okurlar. Doğru mu bu söz? Yer küre donmuş su üzerine mi döşenmiştir? Azıcık coğrafya, gökbilimi bilen kişi bu sözün gerçekle ilgisi olmadığını anlar. Ama bu söz gerçekten İmamı A'zam'ın ise hoş görülebilir. Çünkü İmamı A'zam'ın coğrafyadan haberi bile yoktu.

Gelelim müzik meselesine. Bu konuda çok önceden gelen bir soruya verdiğim cevabı size yineleyeyim:

Müzik dinlemek haram değildir. Yüce Allah, Sad Suresi’nde Dâvûd’un sesine dağların yankı verdiğini, kuşların gelip Dâvûd’un melodilerine katıldığını bildirmektedir. Müzik dediğimiz Musikî, Kur’ân’ın yapısında var. Kur’ân kelimelerinde doğal bir musiki mevcuttur. Hz. Peygamber hem müzik dinlemiş, hem şarkı söyleyen cariyeleri övmüş, düğünlerde şarkıcılar bulundurmayı öğütlemiştir. Savaşlara giderken develeri coşku ile yürütecek güzel sesli türkücüler götürmüştür. Hal böyle iken müzik dinlemeyi haram saymak cehaletin kendisidir. Ebû Tâlib el-Mekkî, Kutu’l-Kulûb’unda, İmam-ı Gazâlî İhyâsı’nın Semâ’ babında, Abdulkahir Söhreverdî de Avârifu’l-Maârif’inde müzik dinlemenin helâl olduğunu kanıtlarıyla anlatmışlardır. Gazâlî, müzikten hoşlanmayanı, hayvanlardan kaba bir varlık olarak görmektedir. Müzik, âşıkın aşkını, fasıkın fıskını artırır. Elbette günaha kışkırtan müzik türlerini dinlemek doğru değildir. Gönülde günah düşünceleri uyandıran melodiler haramdır. Çünkü harama sebebolan şey de haram olur. Ama bizim Tasavvuf musikimiz, Klasik Sanat musikimiz insanı lâhûtî bir âleme götürür.


Bir Âzerî şair, musikiyi reddedenlere şöyle diyor:

Bu bezm-i eyşte rûhun gıdâsı mûsikîdir

Seven könüllerin öz dil-rübâsı mûsikîdir

Ne sâde, ince yaratmış, tarrarı üstâdı,

Mürekkep incelîgin iptidâsı mûsikîdir

Suâl-i Leyli’ye Mecnun verip bû nev cevabı

Sevip sêvilmegin evvel binâsı mûsikîdir

Ğamâlûd olmağın sen bu gadder, ey âşık

Mehebbet âlemînin her sefâsı mûsikîdir

Cehenneme gedecek, yokh megamı cennette

O kes ki bilmese, Mahşer sedâsı mûsikîdir

De mah-i tel’et îlen hem-zebân olan Şâhid

Rümuz-i şer‘imîzin âşinâsı mûsikîdir

 

 

Müzik hakkında soru soranın teşekkürü ve ek sorusu

Çok teşekkürler sayın hocam ve yol gösterici üstadım zaman ayırıp cevaplamanız beni çok mesut etti uzun ve sağlıklı, gönlünüzce nice güzel günler dilerim.

Not: hocam savunma yaparken şunu da kullanıyorlar Peygamberimiz cariyelerin şarkı söylemelerine izin vermiş; hür kadınlara (Müslüman kadınlara) vermemiş, diyorlar ne farkı varsa ben de anlayamadım. Umarım dinimiz bu hurafelerden kurtulur da çocuklarımız insana yakışır bir hayat yaşarlar Allahın güzel yolunda. Teşekkürler

Cevap: O da yalan, Meşhur bir şarkı var, "Yalan aslanım yalan." diye. Pey­gamberimizin hür kadınların şarkı söylemesine müsaade etmediği yalandır. Çünkü Hz. Ayşe’nin bir yakınının düğünü üzerine Peygamberimiz, Ayşe'ye, "Medinelilerin şarkı-Türküden hoşlandığını, onlara şarkıcı Erneb el-Medeniyye’yi göndermesini emretmiştir.

Erneb el-Medeniyye: Peygamber dönemindeki şarkıcılardan biri idi. Hz. Âişe, yakınlarından birini Kubâ’ya gelin edince Peygamber Aleyhis-selâm ona:

– Gelini gönderdin mi? diye sormuş.

Âişe, gönderdiklerini söyleyince, Peygamber:

– Ensarlılar şarkıyı severler. Gelinle beraber şarkıcı bir kadın da gönderdin mi? demiş.

Âişe, göndermediğini söyleyince, Peygamber:

– Hemen Erneb’i gönder! Buyurmuştur (el-İsâbe: 4/226; A‘lâm: 1/27).

Gönderilmesini emrettiği şarkıcı Erneb cariye değildi, şarkı söyleyen hür bir kadındı. Bu yalanlar dinimize sadece zarar verir. Ama adamların kafası bu yalanlarla dolmuş. Ve onlar bu yalanların doğruluğuna inanmış ve bunlara gerçek din olarak bakmışlar. İşte bu olguya şartlanma denilir.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş