İSLÂM İLÂHÎ DİNLERİN ORTAK ADIDIR
Pazartesi, 01 Mayıs 2017 00:00

İSLÂM İLÂHÎ DİNLERİN ORTAK ADIDIR

(...dünden devam)

Görüldüğü üzere İslâm, bütün İlâhî dinlerin ortak adıdır. Bu dinlerin, dillere göre adları başka başka olsa da ruhları İslâm'dır. Hiçbir milletin veya kişinin, kendisini Allah'ın seçkin kulu, baş­kalarından üstün görmeğe hakkı yoktur. Allah âlemlerin Rabbidir. İnsanların hepsi Allah'ın kuludur. Her toplumda iyiler de vardır, kötüler de. Yahûdîlerin de kötüleri yanında iyileri de vardır: "Onların içinde de ılımlı, orta yolda giden bir toplum vardır ama çokları ne kötü işler yapıyorlar!" (Mâide: 110 (5)/66)

Namaz, oruç, zekât yalnız Hz. Muhammed(s.a.v.) tarafından değil, önceki peygamberler tarafından da emredilmiş, Hac ibâdeti de Hz. İbrâhîm tarafından konulmuştur.

“Allah size, dinden Nûh'a tavsiye ettiğini, sana vahyet­tiğimizi, İbrâhîm'e, Mûsâ'ya ve İsâ'ya tavsiye ettiğimizi şerîat (hukuk düzeni) yaptı. Şöyle ki: dini doğru tutun ve onda ayrılığa düş­meyin...” (Şûrâ: 62/13), “Allah size açıklamak ve sizi, sizden öncekilerin yasalarına iletmek ve sizin günâhlarınızı bağışlamak istiyor.” (Nisâ': 98/26) âyetlerinde İlâhî dinlerin özde birliği vurgulanmaktadır.

Allah'a inanan insanların, hep birlikte Allah'a sarılıp saygı ve hoşgörü ile huzur ve barış içinde yaşamaları gerekir. Çünkü Tanrıları birdir, amaçları da birdir. Hepsinin amacı Tanrının rızasına ermektir. O yüce ve güzel Mevlâ, kullarının boğazlaşmasından, birbirine düşman olup ateş püs­kür­me­le­rinden değil, kardeşlik, barış, sevgi ve saygı içinde yaşa­malarından hoşlanır. Zaten dinleri de insanları birbirine sevdirmek, dost etmek, mutlu kılmak için göndermiştir. O, ne güzel Mevlâ, ne güzel yardımcıdır!

Hac: 40. âyette: Eğer Allah'ın, bazı insanları diğer bazılarıyla savunması olmasaydı, içlerinde Allah'ın ismi çok anılan manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler yıkılırdı. Allah, kendi dinine yardım edene elbette yardım eder. Allah, kuvvetlidir, galiptir." buyurulmaktadır. Burada Allah'ın adının anıldığı yerler olarak, Allah tarafından korunduğu belirtilen binalar, üç İlâhî dinin ma'bedleridir. Kur'ân, her üç dinin ma'bedlerinin Allah tarafından korunduğunu bildirmektedir. Bu ifade, din birliğinin en güzel belirtisi değil midir? Kur'ân böyle derken bu din mensuplarının, birbirlerinin ma'bedlerini küfür yuvaları gibi görmeleri ve bu ma'bedlere hor bakmaları, hattâ fırsat bulunca bunları yıkmağa çalışmaları elbette Kur'ân'ın ruhuna uygun değildir. Bundan dolayıdır ki Osmanlılar, egemen oldukları yerlerde Yahûdî ve Hıristiyanların inançlarına saygı göstermişler, ma'bedlerini yapmalarını ve ma'bedlerinde özgürce ibâdet etmelerini sağlamışlardır.

Dinde bölünmelerin baş sebeplerinden biri, din uzmanlarının dini yanlış yorumla­malarıdır. Yüce Allah, Elçisine, keyiflerine uyup dini yozlaştıran, Tanrı emirlerini çarpıtıp bölünmelere yol açan kimselere uymamayı emretmiştir: (Kehf: 28), (En'âm: 159)

(devamı yarın..)