KUR'ÂN VE EVRENSEL MESAJI (5)
Cuma, 28 Nisan 2017 00:00

KUR'ÂN VE EVRENSEL MESAJI (5)

(...dünden devam)

Bakara: 92/62’nci âyetin tefsîrinde İmam Kuşeyrî şöyle diyor:

"Asıl bir olunca yolun ayrılığı, güzel kabul görmeğe engel olmaz. Her kim yüce Allah'ın âyetlerini doğrular, O'nun kendi zâtı ve sıfatları hakkında söylediklerine inanırsa; şerîatin farklı olması, isim ayrılığı, rızâyı kazanmaya zarar vermez. Bundan dolayı (Allah ta‘âlâ): 'İman edenler, Yahûdî olanlar...' dedi. Sonra da: 'Bunlardan her kim inanırsa...' dedi. Yani ma‘rifet(gerçek bilgi)lerde ittifak ederlerse, hepsine de güzel gelecek ve bol sevâb vardır. Mü'min Hakk'ın güvencesinde olandır. Kim yüce Hakkın güvencesinde bulunursa, elbette onlara korku olmaz ve onlar üzülmezler.” (Letâifu'l-İşârât: 1/108)

Kur’ân’ın, Kendisinden Önceki Kitâb’ı Neshetmez, Tasdîk eder (Fâtır: 43/31; En‘âm: 55/92; Ahkaf: 66/30; Bakara: 92/41, 89, 91, 97, 101; Âl-i İmran: 94/3; Nisâ: 98/47) âyetlerinde Kur’ân’ın, kendinden önceki Kitâbı doğruladığı; Sana da ken­dinden önceki Kitâb’ı doğrulayıcı ve onu kollayıp koruyucu olarak bu Kitâb’ı gerçekle indirdik.” (Mâide: 110/48) âyetinde de o Kitabı hem doğruladığı, hem de kollayıp koruduğu vurgulan­maktadır. Yani Kur’ân o Kitâbı neshetmiyor; tersine kollayıp koruyor.

Kendinden önceki Kitâb'ı neshetmek şöyle dursun, ona sâhibolucu, koruyucu ve doğrulayıcı olarak indirildiği bildirilen Kur'ân (Mâide: 48), Kitâb ehline, Kitâplarını bırakmalarını değil, tam tersine, Kitaplarının hükmünü olduğu gibi uygulamalarını emretmektedir: 43-İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrât yanla­rında dururken seni nasıl hakem yapıyorlar da sonra dönüyorlar? Onlar inanıcı değillerdir. 44- Gerçekten Tevrât'ı biz indirdik, onda yol gösterme ve nûr vardır. İslâm olmuş peygamberler, onunla yahûdîlere hüküm verirlerdi. Kendilerini Tanrıya vermiş zâhidler ve âbidler de Allah'ın Kitabını korumakla görevlendirildiklerinden onu uygular ve onu gözleyip kollarlardı. (Mâide: 43-44)

Mâide Sûresi’nin 43-44’ncü âyetlerinde Tevrât'ın hüküm­lerini güzel uygulayan Yahûdî din adamları övülüp, Tevrât'taki İlâhî hükümleri uygulamayanların kâfir oldukları vurgulandıktan, sonra İsâ'ya da İncîl'in verildiği bildirilmekte ve: “İncîl sahipleri, Allah'ın onda indirdiğiyle hükmetsinler(İncîl’in hükümlerini uygulasınlar).” (Mâide: 47) deniliyor.

Görüldüğü üzere Kur'ân, kendinden önceki İlâhî kitapları kaldır-mıyor, onları övüyor, kendisinin de onlara uygun olarak indiğini söylüyor. Kitaplarının gösterdiği yoldan ayrılanları kı­narken, Kitaplarının ruhuna bağlı kalanları övüyor. A'râf Sûresinde bu husus daha açık olarak belirtilmiştir: “159- Mûsâ kavmi içinde Hakka uyup hak ile adâlet yapan bir topluluk vardır.... 181- Yarattıklarımız arasında Hakka uyup hak ile adâlet yapan bir topluluk vardır.” (A‘râf: 159, 181)

(devamı yarın..)