VAHY-İ GAYRİ METLÜV VE MEZHEB
Çarşamba, 29 Mart 2017 00:00

VAHY-İ GAYRİ METLÜV VE MEZHEB

Selamünaleyküm

Sayın hocam. Size sorum vahy-i ğayri metluv diye bişey var mıdır? Peygamber hüküm koyabilir mi helal-haram konusunda. Birde mezhep konusunda Şiiler Sünnileri sünniler ise şiileri tekfir ediyor bunlardan birine bağlı olmak zorunda mıyız? Allah'a emanet olun hocam...

Cevap: Zaman zaman Hz. Peygamber'in gönlüne doğan düşüncelerin Peygamber tarafından dillendirilmiş biçimine vahy-i gayri metlüv denilir. Vahy-i metlüv ise Vahiy meleği tarafından Hz. Peygamber'in gönlüne lafız ve mana olarak üflenmiş olan vahiylerdir. İkisi arasındaki fark: Birincisinin mana olarak ikincisinin ise hem mana hem de lafız olarak insan elçiye verilmiş olmasıdır. Birincisine Kudsî Hadîs denilir. İkincisi ise Kur'ân'dır. Kur'ân baştan başa vahy-i metlüv (Cebrail tarafından okunan vahiy)dir.

Hz. Peygamber eğer bir şeyin yapılmasını emrederse ve emir kesin biçimde bize ulaşmış ise o, bağlayıcı dinî hükümdür. Ancak Peygamberimiz kendi sözlerini yazdırmadığı için hüküm bildiren sözlerin, gerçekten Peygamber'in emri olup olmadığı yüzde yüz kesin değildir. Ancak mütevatir olan Hadisler bu niteliği taşır. Peygamber Allah'ın Elçisidir. Haşir Suresinde:

"Ey inananlar! Allah’a itaat edin, elçiye itaat edin, işlerinizi boşa çıkarmayın." (Muhammed: 33),

"Elçi size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı şiddetlidir." (Haşr: 7)

Bu ve benzeri birçok âyet Elçiye itaatin, Allah'a itaat olduğunu vurgulamaktadır. Buna göre Peygamber'in verdiği kesinlikle sabit olan hükümlerin geçerli ve bunlara uymanın zorunlu olduğunu kanıtlar.

Müslüman herhangi bir mezhebe tabi olmak zorunda değildir. Eğer Kur'ân ve kesin Hadislerden hüküm çıkaracak durumda ise bunları okuyup ona göre hayatını tanzim edebilir. Bu derece bilgi sahibi olana müctehid denilir. İctihad derecesine ulaşmış olan Müslümanın zaten herhagi bir mezhebe uyması gerekmez. Müslümanın uyması gereken Kur'an ve kesinlik taşıyan Hadistir. Sünnîlik ve Şîîlik siyasi ayrışmalar bölünmelerdir. Müslümanların böyle bölünüp birbirine düşman olmaları, hatta birbirini kâfir saymaları asla İslâm ile bağdaşmaz.