TASAVVUFTA SALİK-MÜRŞİT MESELESİ VE KUR’AN’A GÖRE ŞİRK (9)
Salı, 24 Ocak 2017 00:00

TASAVVUFTA SALİK-MÜRŞİT MESELESİ VE KUR’AN’A GÖRE ŞİRK (9)

(...dünden devam)

İşte hekimlere gidenlerin en doğrusu, en üstünü budur. Allah, bu kimseyi, hekimleri görmeğe zorlar. Hekim onun, sebeplerden ve hallerden arınmış olduğunu görünce ona şefkatle, rahmetle ve hallerini gözetip kollama gözüyle nazar eder, her vakit için yapması en uygun olan şeyi gösterir. Mürid de o hekimin edebiyle edeplenir, onun emrine uyar. Böylece müridde, önüne çıkacak hallere değer vermeme duygusu gelişir, hekimin hiçbir edebini yapmaktan geri kalmaz. Bu hal, onun nefsinin gücünden değil, delilinin kuvvetinden ileri gelir. Zira delîl, nazarının bereketi ve ona olan şefkati ile ondaki ruhânî ağırlıkları ve sıkıntıları ondan alır, nazar ve şefkati sayesinde o müride vakitlerinde tevfik (başarı) nurları açılır. Baksana Peygamber(sav)in Ebubekr'e nazarı daha tam ve şefkati daha fazla, kalbi ona daha eğilimli, hali ona daha yakın olduğundan dolayı nazarının bereketleri nasıl Ebubekr'e tesir etti ve Peygamber (sav) ondan (İslâm davası için) sadaka istediği zaman Ebubekir (ra.) nasıl bütün mülkünden çıkmayı başardı. Peygamber (sav) ona: "Nefsine ne bıraktın?" deyince de: "Yüce Allah'ı ve Resulünü bıraktım" dedi (Hadisi, Tirmizî, Hz. Ömer'den rivayet etmiş ve hasen hadis olduğunu söylemiştir. Ebû Dâvud ve Hâkim de rivayet etmişlerdir. Bakınız: Kitâbu’l-Luma', s. 596, Tahkik Abdu'l-Halîm Mahmud ve Abdu’l-Bakî Surur). Yani hiç yok olmayan, daima var olan kimseyi bıraktığını söyledi. Çünkü ebedî bâki olan yalnız Yüce Allah'tır.

Ebubekir el-Vâsitî'nin şöyle dediği anlatılır: "Eğer Resul(sav)i görmenin haşmeti kendisini sarmamış olsaydı, "Resulünü de bıraktım" demez (sadece "Allah'ı bıraktım der")di. Zira tefrid eder, Hak'tan başka bir şey görmezdi ki. Baksana Resul(sav)i müşâhede etmenin haşmeti kendisinden gidince nasıl tefride (Hak'tan başka bir şey görmemeğe) döndü de: "Kim Muhammed(sav)e tapıyorsa bilsin ki Muhammed ölmüştür. Kim Muhammed'in Rabbi'ne tapıyorsa bilsin ki O diridir, ölmez" dedi ve: "Muhammed ancak bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip geçti. Şimdi o ölür veya öldürülürse ökçeleriniz üzerinde geriye mi döneceksiniz? Kim ökçeleri üzerinde geriye dönerse o, Allah'a zarar veremez" (Âl-i İmrân Sûresi: 144) âyetini okudu.

(devamı yarın..)