TASAVVUFTA SALİK-MÜRŞİT MESELESİ VE KUR’AN’A GÖRE ŞİRK (7)
Pazar, 22 Ocak 2017 00:00

TASAVVUFTA SALİK-MÜRŞİT MESELESİ VE KUR’AN’A GÖRE ŞİRK (7)

(...dünden devam)

Bundan dolayı Allah'a gitmek isteyen sâlik, "Şeyhin sohbeti bereketine ermiş, onun ahlakıyla yetişmiş, öğütü etkili tasavvuf önderlerinden bir imam arar. Bu arayışta nefsinin ve halkın isteklerini bir kenara bırakır, yalnız tâlibolduğu şahsın hükmünce gitmeyi gaye edinir. O arayıp bulduğu hekim, buna nazar ederek hastalığının sebebini anlar ve ilâcını söyler. Böylece sâlik, derdine derman bulur, Allah'ın izniyle şifâya kavuşur. Şayet mürşide, dünyâ sebeplerinden bir şey için gitmiş ise boş yere vaktini zayi etmiştir. Ona, hekimin sözü tesir etmez" (Sülemî, Sülûkü'l-'ârifîn (Âriflerin Yolları), S. Ateş tercemesi, s. 7).

4- Mürîdin Anlamı:

Mürîd, irâde sahibi demektir. Tasavvuf ıstılâhında ise bu kelime, basit bir irâdeden daha derin bir anlam kazanmıştır. Mürîd, beşeriyet arzu ve isteklerini Hakk'ın arzusunda yok edip Hakk'ın bakasıyla bâki olmak isteyen kimse demektir ki sonunda mürîd, "nefsinin hiçbir irâdesi kalmayan, Hakk'ın irâdesinde boğulup kaybolan kişi" olur. İşte mürîd, bu olgunluk düzeyine varabilmek için kâh mürşid, kâh hekîm, kâh imâm diye adlandırılan olgun bir insanın sohbetinde bulunmalıdır. Sülemî şöyle diyor:

İrâde: Nefsin alışmış olduğu dünya sebeplerini dilemeyi tamamen bırakmak, dünyadan sıyrılmaktır. O kadar ki dünyanın bilinen hiçbir şeyine başvurmaya, varına sevinmeye, yoğuna üzülmeye, gözünde dünya, sanki yokmuş gibi ola. Zaten dünya yok idi ve az sonra da yok olacaktır.

Müridler üç kısma ayrılır: Bir mürid var ki Allah'ı nefsi için murâd eder. Bunun belirtisi, o kişinin umma ve korkuya göre hareket etmesidir. Bir mürid var ki yalnız Allah'ı arzu eder. Bunun belirtisi de o kimsenin, karşılık beklemeden amel etmesi, sırf emri yerine getirmekle sevinmesidir. Bir mürid de var ki hiçbir şey dilemez, kendisine ne dilenmiş (Allah tarafından ne murad edilmiş) ise onu ister. Nefsine ne bir makam, ne hal, ne de bir yer vermez. İşte bu, muridlerin en üstünüdür. Bu irâde, ancak peygamberlerin (Allah hepsine salât eylesin) ve büyük velilerin iradesidir. Baksana Peygamber (sav) nasıl buyurmuş: "Ya Rabbi nefsimi sana teslim ettim, işimi sana havale ettim" (Buhârî, Tevhîd, b. 34, Da'avât: 5, 6, 8, Vudû': 75; Müslim, Zikr: 56, 57, 58; Ebû Dâvûd, Edeb: 8; Nesâ'î, Zekât: 1, 73; İbn Mâce, Du'â: 15; Darimî, İsti'zân: 51; İbn Hanbel: 4/285, 290, 292, 296, 299, 300, 302).

(devamı yarın..)