Resim gerçekten haram mı? *** Namazda şek sorunu

Resim gerçekten haram mı?

Hocam merhaba, eski diyanet görevlisi Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır hocanın başkanlığını yaptığı Süleymaniye vakfının internet sitesinde resimle ilgili sorulan bir soruya: resim bulundurmanın ve taşımanın vs. haram olduğu resim yapanın ebediyen cehennemlik olduğu ve buna dair pek çok da hadisin bulunduğu (yanılmıyorsam en önemlileri Buhari, libas 91 ve buhari, tevhid 56) şeklinde bir cevap okudum. Bu hadislerde rivayet edildiğine göre; "resim yapmak, Allah'ın yaratması gibi yaratmaya çalışmak" şeklinde nitelendiriliyor. Doğrusu Abdülaziz Bayındır hocanın bilimsel araştırma biçimini çok beğeniyorum, ama bazı konularda çok katı ve toleranssız konuşuyor tabi bu cevap ona mı aittir; yoksa asistanlarından biri mi yazmıştır, onu bilemiyorum. Hocam Kur’ân’da resim ve heykelin yasaklanmasıyla ilgili bir ferman olmadığına göre, artık resme tapmanın kalmadığı bu çağda resmi yasaklamak anlamsız bir uygulama olmaz mı? Tarih boyunca tabloları yapılan o kadar Müslüman komutanlar, bilim adamları, padişahlar hep haram mı işlemiş oluyorlar bu hadislere göre? Göker Önen

Cevap: Siz bu soruyu bana değil, sık sık televizyonlara çıkan din âlimlerine sorun. Televizyona çıkmak resme girmek değil mi? Televizyonda görüntüler resmin süreklisi, resim (fotoğraf) ise resmin dondurulmuşudur. Eğer resim haram ve resim çektiren ebediyen cehenneme gidecekse televizyonlara çıkanların hepsi cehennemlik olur. Ben böyle modası geçmiş sözlere önem vermem. Hiç kimse toplumun akışını, bilimin ilerlemesini, teknolojinin imkânlarını durduramaz. Hz. Mevlânâ’nın dediği gibi bizarım bu sözlerden ve bu katı yorumlardan bizarım.

 

Namazda şek sorunu

Merhaba Hocam, ben namaz kılıyorum. Kıldığım dört rekâtlık namazlar bazen bana üç rekâtmış gibi geliyor. Böyle olduğu zaman namazı tekrar tekrar kılıyorum. Bu durumdan kurtulmak için ne yapabilirim? Şimdiden teşekkürler Hocam, Allah yardımcınız olsun. Erdem Ersoy

Cevap: Böyle durumlarda namazı üç kıldığına hükmedersin, 3. rekât sonunda oturursun, tehiyyat okuyup kalkar bir rekat daha kılar oturursun. Sonunda sehiv (yanılma) secdesi yaparsın.

“Yeni İslâm İlmihali” adlı eserimden, namazda kuşku durumunu açıklayan kısmı aşağıya alıyorum:

• Namazda Şek

Namazı kaç rek’at kıldığından şüphe eden kimse, eğer bu hal kendisinde ilk defa veya nadir oluyorsa namazı yeniden kılar. Fakat bu hal çokça oluyorsa o zaman üstün zannına göre hareket eder. Kalbi kaç rek’at kıldığına hükmediyorsa o kadar kılmıştır. Şayet bir tercih yapamıyorsa az tarafını tercih eder. Meselâ, bir mi, iki mi kıldığını bilemiyorsa bir kıldığını kabul edip üç rek’at daha kılar. İki mi, üç mü kıldığını bilemiyorsa iki kıldığını; üç mü dört mü kıldığını bilemiyorsa üç kıldığını kabul eder. Yalnız farz veya vâcib olan oturuşu terk etmemek için her rek’at sonunda oturur ve namazın sonunda da sehiv secdesi yapar.

Şüphesi namaz arasında değil de selâm için oturduktan veya selâm verdikten sonra gelirse buna önem verilmez, namazı tamdır.

Selâm verdikten sonra dışarıdan birisi kendisine eksik kıldığını hatırlatırsa kendisi tam kıldığına kani ise onun sözüne önem vermez. Eğer iki kişi eksik kıldığını hatırlatırsa o zaman onların sözünü kabul eder.

İmam ile cemaat ihtilâf ederse, imam kesin olarak tam kıldığını biliyorsa cemaatin sözünü nazara almaz. Kesin bilmiyorsa, cemaatin dediğini kabul eder. Cemaat birbirleriyle ihtilâf ederlerse, imamın katıldığı taraf mu'teberdir. İmamın katıldığı taraf bir kişi de olsa onun sözü makbuldür.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş