MUTLAK GAYBI YALNIZ ALLAH BİLİR (1)
Pazar, 01 Ocak 2017 00:00

MUTLAK GAYBI YALNIZ ALLAH BİLİR (1)

" 26- Gaybı bilen O'dur. Gizli bilgisini kimseye göstermez. 27- Ancak razı olduğu elçiye gösterir. Çünkü O, elçisinin önüne ve arkasına gözetleyiciler (koruyucular) koyar. 28- (Böyle yapar) Ki onların, Rablerinin kendilerine verdiği mesajları duyurduklarını bilsin. Allâh, onlarda bulunan herşeyi (bilgisiyle) kuşatmıştır ve her şeyi bir bir saymış(hesabetmiş)tir." (Cin Suresi: 26-28)

Cin Suresinin 26-28'nci âyetlerinde: "Hani bizi tehdidettiğin azâb ne zaman gelecek?" diyerek uyarıldıkları azâb ile alay edenlere, o azabın yakın mı, uzak mı olduğunu bile­me­yeceğini; bunun Allah'ın gizli bilgisinden olduğunu; Allah'ın, gizli bilgisini kimseye gös­ter­meyeceğini; ancak râzı olduğu elçiye göstereceğini; elçisine verdiği bilgiye de şeytan sözlerinin karışmaması için Allah'ın, elçisinin önüne ve arkasına gözetmen koruyucu melekler taktığını; bundan dolayı elçisine verdiği gayb haberlerine cin-şeytan sözlerinin karışmaya­cağını; Allah'ın, görevlendirdiği elçilerin, görevlerini yapıp vahiyleri duyurduklarını bilmesi için böyle yap­tığını; onlara neler vahyettiğini de ayrıntısıyla bildiğini söylemesi, Hz. Muhammed (sav)e em­rediliyor.

Allah'ın, seçip razı olduğu elçiye göstereceği gayb, ona verdiği İlâhî haberler, vahiylerdir. Yukarıdan beri sûrede, cinlerin, şeytanların gök haberleri çalamayacakları vurgulanmaktadır. Allah, gayba âit bilgileri cin ve şeytanlara vermez. Onların, o haberleri çalması, birtakım nûrlarla, ışınlarla önlenir. Yüce Allah, o haberleri, yalnız râzı olduğu eçlilere verir. Elçiye verilen haberler, kâhinlere atılan cin-şeytan telkinleri değildir. Elçinin söyledikleri kâhin, sâhir, şâir ve mecnun sözü değil, gerçek gök haberleri olan vahiylerdir. O vahiylere cin-şeytan sözü karışmaz. Çünkü Allah, verdiği sözlere vesveselerin karışmaması için, melek elçisinin önüne ve arkasına koruyucu melekler, bekçiler kor. O melekler, vahiy elçisi meleği bekler, vahiylere şeytan vesveseleri karışmasına engel olurlar. Onların nûrları, elçiye yaklaşmağa yeltenen şeytanları yakar. Böylece Allah'ın ilhâm ve vahiyleri, şeytan sözlerinin karışmasından korunmuş olur.

Bundan dolayı Hz. Muhammed'e gelen sözler sâf, gerçek gayb haberleridir. Şâir, sâhir, kâhin, mecnûn sözü değildir. Allah vahiy elçilerini böyle korur ki onlar elçilik görevlerini yapsınlar, kendilerine gelen saf vahiyleri iletecekleri insan elçi aracılığıyla insanlara duyursunlar. Allah melek elçiye neler vahyettiğini bilir. O'nun bilgisinden gizli kalan bir şey yoktur. O herşeyi ayrıntılarıyla saymış, hesabetmiştir.

Hz. Peygamber'e verilen gayb bilgilerinin ona gelen vahiyler olduğu gayet açıktır. Çünkü bunların korumalar altında gönderildiği buyurulmaktadır. Aynı şey bu sureden sonra inmiş olan Meryem Suresinde de vurgulanmaktadır:

"Biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan herşey O'na âittir. Rabbin, asla unutkan değildir." (Meryem Suresi: 64)

(devamı yarın..)