HZ. İBRAHİM NİÇİN ZÜRRİYETİNİN TAMAMINI DEĞİL DE BİR KISMININ ISLAHINI İSTEDİ?
Perşembe, 22 Aralık 2016 00:00

HZ. İBRAHİM NİÇİN ZÜRRİYETİNİN TAMAMINI DEĞİL DE BİR KISMININ ISLAHINI İSTEDİ?

Sevgili Hocam, hayırlı cumalar.....

Kısa bir sorum olacaktı bugün: Aşağıdaki ayette Hazreti İbrahim’in: "Rabbim, beni ve zürriyetimden bir kısmını namazı kılan yap; Rabbimiz, du'âmı kabul buyur!" diye dua ettiği belirtilmektedir. Niçin zürriyetimden bir kısmını seklinde dua ediyor da zürriyetinin tümünü kapsayacak şekilde dua etmiyor?

Yani hikmetten sual olunmaz elbette ancak bizim çocukluğumuzdan beri öğrenip duyduğumuza göre zürriyet kelimesini dualarımızda kullanmayıp, neslimiz evlatlarımız kelimelerini 'bir kısmını' şeklinde değil de tüm nesle şamil olacak şekilde kullanırız. Bu bakımdan İbrahim’in duası nasıl izah edilebilir? Teşekkür eder ellerinizden öperim. Selamlarımla...

Cevap: İbrahim Suresinin 35-41’nci âyetlerinde, karısını ve çocuklarından birini getirip ekinsiz Mekke vadisine yerleştiren Hz. İbrâhîm'in duâsı anlatılır. 37’nci âyette İbrâhim'in: "Ya Rabbi zürriyetimden bir kısmını senin dokunulmaz, çevresinde kan dökülmez evinin yanına yerleştirdim" dediği anlatılıyor. Bu sözden İbrâhîm'in, Ka'be'yi yaptıktan sonra böyle duâ ettiği anlaşılmaktadır. Çünkü "el-Beytu'l-Muharrem'' Ka'be'dir. Ka'be henüz yapılmadan böyle söylemesi uygun olmaz.

İşte çocuklarından birini Harem bölgesine yerleştirip, sonradan yetişen oğlu İsmail ile birlikte Kâbe'yi yapan Hz. İbrahim, bu bölgede yetişen zürriyyetini namaz kılan Müslüman insanlar yapmasını Cenabı Hak'tan istemektedir. İbrahim'in zürriyetinin hepsi Harem bölgesinde değildi. Bir oğlu da Filistin'de idi ve Filistin'de bulunan oğlu İshak'tan türeyecek nesil de İbrahim neslinin öteki kesimini oluşturmaktadır. Onlardan İsrail Oğulları, Mekke'ye yerleştirdiği İsmail'den türeyen Kureyş Arapları da İbrahim neslinin öteki kesimini oluşturmuştu. İşte İbrahim'in duası ikinci kesim neslinin yetişeceği bölgede yapıldığından Hz. İbrahim, Harem bölgesinde yetişecek bir kesim zürriyyetini de salih ve müslüman, namaz kılan insanlar yapmasını niyaz etmektedir. Bu bir.

Ayrıca İbrahim Aleyhisselam Allah'ın yasalarını bilen bir peygamberdir. Dünya yaşamında imanın da küfrün de her zaman var olacağını bilir. Allah'a itaat eden kullar yanında isyan eden kullar da hep var olacaktır. Küfür olmasa imanın değeri bilinmez, gece olmasa gündüz ışığının kıymeti anlaşılmaz. Allah her şeyi zıtlı (alternatifli) yaratmıştır. İşte bunun farkında olan Hz. İbrahim, nesli içinde inançsızlar, itaatsizler olsa da hiç değilse bir kesiminin itaatkâr olmasını, Allah'a ibadet eden kullar yapılmasını Cenabı Mevlâ'dan niyaz etmiştir. Nitekim Nuh'un kendisine tabi evladı yanında bir oğlu inkârcı olmuş, Nuh'a karşı gelip kurtuluş gemisine binmeyerek helâk olanlar arasında mahvolup gitmiştir. Nasıl Nuh neslinden bir kısmı inkârcı olmuşsa, İbrahim neslinden de inkârcılar çıkmıştır. Bu realiteyi bilen İbrahim, bilgisine uygun dua etmiştir.