KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI (MODERNİZM) (3)
Çarşamba, 23 Kasım 2016 00:00

KUR'ÂN'A YAKLAŞIMDA İSLÂH AKIMI (MODERNİZM) (3)

(...dünden devam)

Aşağıdaki konular, yenilikçilerin yoğunlukla üzerinde durdukları konulardır:

a) Öğretim, b) Hukuk, c) Tarikatler.

a) Öğretim kurumlarının, özellikle Ezher’in islâhı, Abduh’un ve Reşîd Rızâ’nın çok önemle vurguladıkları bir husustur. Bu sorun, câmi‘lerin, Vakıflar Kurumunun islâhı ile bağlantılıdır. Öğretim sistemini islâh, modern binalar içinde ve modern metotlarla öğretim yapmakla olur (bkz. Reşîd Rızâ, Târîhu’l-Ustâzi’l-İmâm: 1/525-567; aynı eser, 1/630-645).

b) Hukuk sisteminin islâhı da yenilikçilerin temel ilgi alanıdır.

c) Tarîkatler: Yenilikçiler, dine çok hurâfenin sızdırıldığı tarîkatlerin islâhı üzerinde de durmuş, tarîkatleri, Câhiliyye inanç ve düşüncelerinin hortlama aracı görmüşlerdir.

Tabii Yenilikçiler bu düşüncelerini yayarken Müslüman toplumun gelenekçi yapısına saldırdıklarını (bunların tepkisini çekeceklerini) biliyorlardı. Fakat topluma yeni bir dinamizm verebilmek için çeşitli alanlarda yenilenmekten başka çare olmadığına inanmışlardı. Ancak onların islâh düşüncesi sadece bu alanlarla sınırlı değildi.

Yenilikçi Akımı iyi anlayabilmek için onun temel prensiplerini gözden geçirmemiz gerekir:

C– İslâhın Temel Doktrinleri

Temelde İslâh, din kökenli bir düşünce hareketidir. Hareketin asıl düzeltmek istediği de toplumun sosyal ve kültürel yapısıdır. Abduh ve Afgânî tarafından kaleme alınan ilk manifestoda (el-Urvetu’l-Vuska, 1884) sosyal, kültürel ve siyasal yapıya, dinî yapıdan daha çok önem verilmiştir. Kevâkibî’nin “Ummu’l-Kurâ” ve “Tabâi‘u’l-İstibdâd” adlı eserlerinde de aynı vurgular görülür. Menâr’ın ilk aşamalarında (1898) Reşîd Rızâ da sosyal ve kültürel yapının düzeltilmesine büyük ölçüde dikkat çeker. Hocaları gibi o da Müslümanları ma‘nevî ve maddî şartlarının değişimi için yeni bir İslâm nesline gereksinim bulunduğuna inanıyor ve İslâm’ın gerçek değerini ve dinamizmini görebilmek için “İlk prensiplere dönmek” gerektiğini söylüyordu.

İlk Prensiplere Dönme:

İslâhın en çarpıcı karakteri, “İlk prensiplere dönme” çabasıdır. Bundan dolayıdır ki Selefiyye olarak adlandırılan Yenilikçiler, gericilikle de suçlanmışlardır. İlk prensiplere dönme eylemi, tarihsel bir argümandan kaynaklanıyordu. Kur’ân’dan çıkarılmış bulunan bu düşünce şöyle özetlenebilir:

İslâm Kur’ân’da açıklanan ile {: “مَا فَرَّطْنَا فِى الْكِتَابِ مِنْ شَىْءٍ: Kitâb’da hiçbir şeyi eksik bırakmadık.” (En‘âm: 55/38), “اَلْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَ أَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِى وَ رَضِيتُ لَكُمُ الْاِسْلاَمَ دِينًا: Bugün sizin için dîninizi olgunlaştırdım, size ni‘metimi tamamladım ve size dîn olarak İslâm’a râzı oldum.” (Mâide: 110/3)}, Allah’ın vahyi ile konuşan {: “٣: وَ مَا يَنْطِقُ عَنِالْهَو'ىط ٤: إنْ هُوَ إلاَّ وَحْىٌ يُوحـٰـىلا: 3- O hevâ'dan konuşmaz. 4- O(nun okuduğu Kur'ân) kendisine vahyedilen vahiyden başka bir şey değildir.” (Necm: 23/3-4)} Peygamber’in öğretileridir. {İşte vahiy dini bunlardır. Din sadece Allah’tan ve Peygamber’den öğrenilir: “يَا أَيُهَا الَّذِينَ آمَنُـوا أَطِيعُوا اللهَ وَ أَطِيعُوا الرَّسُولَ وَ أُولِى اْلأَمْرِ مِنْكُمْج فَإنْ تَنَازَعْتُمْ فِى شَىْءٍ فَرُدُّوهُ إلَى اللهِ وَ الرَّسُولِ إنْ كُنْتُمْ تُؤْمِنُونَ بِاللهِ وَ الْيَوْمِ اْلآخِرِط ذ'لِكَ خَيْرٌ وَ أَحْسَنُ تَأْوِيلاً: Ey inananlar, Allah’a itâ‘at edin, Elçiye ve sizden olan buyruk sâhibine itâ‘at edin. Eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; –Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsanız– onu Allah’a ve Elçiye götürün. Bu, daha iyidir ve sonuç bakımından da daha güzeldir.” (Nisâ: 98/59)} Müslümanlar, Allah Resûlü’nün getirdiği tüm emirleri uygulamak zorundadırlar: وَ مَا آتـٰـكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَ مَا نَهـ'يكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُواج وَ اتَّقُوا اللهَط إنَّ اللهَ شَدِيدُ الْعِقَابِم: Elçi size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azâbı şiddetlidir.” (Haşr: 95/7)

(devamı yarın..)