NAMAZ KILMANIN ARAPÇASI HK.
Cuma, 04 Kasım 2016 00:00

NAMAZ KILMANIN ARAPÇASI HK.

İnnelleżîne yetlûne kitâba(A)llâhi ve ekâmû-ssalâte ve enfekû mimmâ razeknâhum sirran ve’alâniyeten yercûne ticâraten len tebûr(a)

Fâtır Suresi

29. Allah'ın Kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan hayır için gizli ve açık harcayanlar, asla batmayacak bir ticaret umarlar.

Kâlû lem neku mine-lmusallîn(e)

Müddessir Suresi

42. Sizi şu yakıcı ateşe ne sürükledi?

43. (Onlar da) Dediler ki: "Biz namaz kılanlardan olmadık."

Sayın hocam aşağıdaki ayetlerde sanırım ” ekâmû’s-salâte” ile ” mine’l-musallîn(e)” namaz olarak çevrilmiş burada neden iki farklı kelime namaz şeklinde çevrilmektedir? Sorumun sebebi bir din bilgininin iddiasını izledim o iddiada Kur’ân’daki birçok kelimenin namaz şeklinde çevrildiği, aslında onların çoğunun başka anlamlara geldiği, ancak tabi ki ayinle ilgili anlamdaki namaz kılmanın da olduğu belirtilmiştir. Hani ben de bu işlere merak sardım ve inceleme yaptığımdan bu tür bir düşünce kafama takıldı Arapça da bilmiyorum; size danışayım dedim. Selamlarımla bu arada onca yoğunluğunuz arasında cevap vermeniz beni mutlu ediyor; hakkınızı helal edin. ..

Cevap: Arapça bilmediğiniz gayet açık. Burada iki farklı kelime nerede? Birincide namaz tümleç durumundadır. Ekāmû da ikame ettiler, yanı namaz kıldılar demektir. Bu âyette namazı kılan mü'minler övülmektedir.

İkinci âyette ise min harfi ki cer harfi denilir. Türkçedeki den, dan anlamına gelir. Bu âyette el-musallîn salat kökünden fail isminin çoğuludur. Mine'l-musallîn: Namaz kılanlardan demektir. Âyette cehenneme gidenler, neden cehennemle cezalandırıldıklarını anlatıyorlar. "Biz namaz kılanlarda olmadığımız için Cehenneme gönderildik" diyorlar. Yani kardeşim her iki âyette salât kelimesi aynı kökten gelir. Salât isim fiildir, namaz demektir, dua anlamına da gelir. Ama âyette ikamet fi'liyle bulunduğu için namaz kılmak demektir. İkinci kelime de yine aynı kökten yani salat kökünden özne isminin çoğuludur. Namaz kılanlar demektir. Bence siz eğer Kur'ân edebiyatı, gramatiği üzerinde çalışmak istiyorsanız önce Arapça öğrenmelisiniz. Yoksa araştırmalarınız gülünç bir sonuç verebilir. Benden söylemesi.

Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin rivayet ettiği bir hadis de şöyledir: "Siz hiç günah işlememiş olsaydınız, Allah günah işleyip istiğfâr eden bir kavim getirirdi ki onları affetsin" (Müslim, Tevbe: 9; Tirmizî, Daavât: 8. Aynı meâlde hadîsler: Müslim, Tevbe: 11; Tirmizî, Cennet: 2, Daavât: 98; İbn Hanbel: 1/289; 2/305, 309, 5/414'de vardır)