ÖNYARGILILARA CEVABIMIZ (11)
Perşembe, 03 Kasım 2016 00:00

ÖNYARGILILARA CEVABIMIZ (11)

(...dünden devam)

Hac: 88/34. âyette Allah’ın, her millete bir kurban ibâdeti veya kurban kesilecek bayram verdiği, bu ibâdet veya bayramda kurban keserken hayvanın üzerine Allah’ın adını anmalarını emrettiği bildiriliyor. Her dinde aynı ibâdet emredildiğine göre demek ki bu ibâdeti emreden Tanrı bir tek Tanrıdır. Onun için âyetin devamında bütün insanların Tanrısının bir tek Tanrı olduğu ve O’na teslîm olunması, saygı ile kulluk edilmesi vurgulanıyor ve Allah’a saygılı, alçakgönüllü mü’minlerin müjdelenmesi emrediliyor.

Tüm İlâhi mesajların ruhu birdir. Bunlar temelde birbirine ters değil, destektir. Eski Kitaplarda nasıl ibâdetler, kurban emredilmişse bunda da öyle ibâdetler ve kurban emredilmiştir. Çünkü bu Kitapları gönderen Tanrı aynı Tanrıdır. Bütün dinler, insanları O'na kulluğa çağırmaktadır. İnsanlar arasındaki ayrılıklar, kavgalar, Allah adına birbirlerini boğazla-malar, dinin özünde olan şeyler değil; insanların dini saptırmalarından doğan şeylerdir. Dinin özünde birleşenler, hangi İlâhî dinde olsalar, birbirlerini sever ve Allah sevgisinde birleşirler.

Temel içerikleri ve misyonları aynı olan üç İlâhî Kitap da inanırlarına bu ahlâkı aşılar. Bu Kitaplara gerçekten inanmış olanların ahlâkî sıfatları böyledir. Bu sıfatları taşımayanlar, imanın gerçeğine ermiş değillerdir. Kitap ehli dindarlarına ait bu vasıfları, Ra'd: 87/19-22’nci, Furkan: 42/63-75’nci âyetlerde mü'minler hakkında belirtilen vasıflarla karşılaştırırsak, her üç Kitaba inananların da hemen aynı vasıfları taşıdıklarını görür ve böylece bu üç Kitabın misyonunun aynı, İlâhî dinlerin hedef ve amaçlarının bir olduğunu anlarız. Nitekim Fetih Sûresinin son âyetinde, Hz. Muhammed'in sahâbîlerinin vasıfları anlatıldıktan sonra Tevrât ve İncîl'de de bunların benzerlerinin böyle anlatıldığı; yani inanmış insanların hep bu vasıfları taşıdıkları vurgulanmaktadır.

Dinde bölünmelerin baş sebeplerinden biri, din adamlarının bencilliği ve aşırılığı, dini yanlış yorumlamalarıdır. Yüce Allah, Elçisine, keyiflerine uyup dini yozlaştıran, Tanrı emirlerini çarpıtıp bölünmelere yol açan kimselere uymamayı emretmiştir: "Kalbini bizi anmaktan alıkoyduğumuz, nefsinin arzusuna uyan ve işi hep aşırılık olan kişiye itâat etme!" (Kehf: 69/28), "O dinlerini parçalayıp bölük bölük olanlarla senin hiçbir ilişkin yoktur." (En'âm: 55/159)

Öyle ise önyargıları bırakıp Kur’ân’ın âlemleri kucaklayan İlâhi Mesajını olduğu gibi benimsemeli; insanlara azap değil, rahmet götürmeğe çalışmalıyız. Çünkü Hz. Muhammed (s.a.v.) la’net ve gazap peygamberi değil, rahmet peygamberidir.

***