ÖNYARGILILARA CEVABIMIZ (4)
Perşembe, 27 Ekim 2016 00:00

ÖNYARGILILARA CEVABIMIZ (4)

(...dünden devam)

Allah yalnız Müslümanların değil, bütün insanlığı, bütün yaratıkların Rabbidir

Kur’ân'a göre Allah, yalnız belli bir zümrenin rabbi değil, bütün âlemlerin Rabbidir. "Elhamdu lillahi rabbi’l-âlemîn: Övgü, âlemlerin Rabbine mahsustur.” âyeti, namazın her rek‘atinde okunarak, Allah'ın, bütün yaratıkların Rabbi olduğu vurgulanır. Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın, rahmeti de belli bir zümreye özgü değil, her yaratığını kapsamaktadır. Evet O'nun gazabı da var ama, rahmeti, gazabını geçmiştir: "Rabbiniz, kendisine rahmeti yazmış(acımayı prensip edinmiş)tir” (En’âm Suresi 54. Ayet), Rahmetim, her şeyi kaplamıştır.” (A‘raf: 39/156) Bir kudsî hadîste de Allah'ın rahmetinin, gazabını geçtiği buyurulmuştur (Buhârî, Tevhîd: 55, Bed'u’l-halk: 1; Müslim, Tevbe: l4-16; İbn Mâce, Zühd: 35).

Her peygamber, insanlığa bu sonsuz İlâhî rahmeti sunmağa çalışmış ve Allah'a şirksiz, âhirete şeksiz inanan ve sâlih amel yapan her İlâhî din mensubunu cennetle müjdelemiştir. Ama insanların bencilliği, İlâhî mesajın geniş ufkunu daraltmış, her din mensubu, sadece kendilerinin cennete girebileceğini iddiâ etmiştir. Yahûdîler, cenneti yalnız kendilerine tahsis ederken, Hıristiyanlar da kendilerinden başkasına cennet vizesi vermemişlerdir:

“’Yahûdî yahut Hıristiyan olandan başkası cennete girmeyecek,’ dediler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: ‘Doğru iseniz, delîlinizi getirin’." (Bakara: 111)

Cennetin belli bir zümreye mahsus olduğu iddiâsını böylece reddeden Kur’ân, onun iddiâ ile değil, gerçek îmân ve eylem ile olacağını; Yahûdîliği ve hırıstiyanlığı getiren peygamberlerin atası İbrâhîm'in gerçek tevhîdi getirmiş olduğunu; onun yolunda giden her insanın cennete gireceğini açıklar:(Bakara: 92/112)

Nisâ Sûresinde bu genel prensip, daha açık ve net olarak ortaya konmuştur:

(İş) Ne sizin kuruntularınızla, ne Kitap ehlinin kuruntularıyla olmaz. Kötülük yapan, onunla cezalandırılır ve kendisine Allah’tan başka ne dost, ne de yardımcı bulamaz (Allah’ın vereceği cezayı hiç kimse ondan savamaz). 124- Erkek veya kadından her kim inanarak güzel işler yaparsa, işte öyle kimseler cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar. (Nisâ: 123-125)  

İşte bu genel prensibi her yerde vurgulayan Kur’ân, Arabistan'da bilinen din mensupları içinde bu prensibe bağlı kalan insanları cennetle müjdelemiştir:

Şüphesiz inananlar; yahûdîler, hıristiyanlar ve sâbiîler(den) Allah’a ve âhiret gününe inanan ve iyi iş(ler) yapanlara, Rableri katında mükâfât vardır; onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. (Bakara: 62, Mâide: 69)

Bakara: 92/62’nci âyetin tefsîrinde İmam Kuşeyrî şöyle diyor:

“Asıl bir olunca yolun ayrılığı, güzel kabul görmeğe engel olmaz. Her kim yüce Allah'ın âyetlerini doğrular, O'nun kendi zâtı ve sıfatları hakkında söylediklerine inanırsa; şerîatin farklı olması, isim ayrılığı, rızâyı kazanmaya zarar vermez. Bundan dolayı (Allah ta‘âlâ): 'İman edenler, Yahûdî olanlar...' dedi. Sonra da: 'Bunlardan her kim inanırsa...' dedi. Yani ma‘rifet(gerçek bilgi)lerde ittifak ederlerse, hepsine de güzel gelecek ve bol sevâb vardır. Mü'min Hakk'ın güvencesinde olandır. Kim yüce Hakkın güvencesinde bulunursa, elbette onlara korku olmaz ve onlar üzülmezler.” (Letâifu'l-İşârât: 1/108)

(devamı yarın..)