ALLAH'IN NŪRUNUN GÖLGESİ OLUR MU?
Perşembe, 22 Eylül 2016 00:00

ALLAH'IN NŪRUNUN GÖLGESİ OLUR MU?

Süleyman Ateş Sen Allah'ın ruhunu gördün mü ki mahiyeti hakkında hüküm veriyorsun? Kur'ân, Hz. Peygamber için Allah'ın nuru demiyor, Allah'ın kulu, beşer diyor. Şehadet kelimesinde de "Muhammed'in, Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna tanıklık ederim" diyoruz. Bunu her müslüman söylüyor, sen de söylüyorsun? Hem kul olduğuna tanıklık ediyorsun,hem de Allah'ın nuru diyorsun? Bu çelişki değil mi? Nur yoğunluksuz ışıktan ibarettir. Kul olmaz. Kul, yoğunluklu, cisimli insandır. Yapmayın, insan olan peygamberi tanrılaştırmayın. Şirke giriyorsunuz, ama farkında değilsiniz...

Cevap: Acırım senin gibi yüzeysel düşüncelilere. Bir kere ben nerede Hz. Peygamber’in cisminin, Allah’ın nuru olduğunu söyledim? Elbette Peygamber Muhammed Aleyhisselâm, insan olarak somut cisimden ibarettir. Zaten Kur’ân onun diğer insanlar gibi bir insan olduğunu vurgulamaktadır. Nur olan Muhammed’in kendisi değil, ondan gelen vahiylerdir. Bu vahiyler insanların yolunu aydınlattığı için Allah’ın nurudur. Yani Allah’ın nuru onun ağzından, dilinden dökülmekte ve karanlıkta kalan insanlara ışık sunmakta, onların yollarını aydınlatmaktadır. Sen basit düşüncenle bu inceliği kavramaktan âciz isen ben ne yapabilirim? Siz benim bir tek eserimi okumamışsınız. Onun için bize karşı kıskançlığınızı açığa vuruyorsunuz. Ne yapalım, Kur’ân deyişiyle “(Onların işleri) engin bir denizdeki karanlıklar gibidir: (Bir deniz) Ki üstünü bir dalga örtüyor, onun üstünden bir dalga, onun üstünden de bir bulut (örtmektedir). Birbiri üs­tüne yığılmış ka­ranlıklar. (İçinde bulunan kimse) Elini çıkarsa neredeyse onu dahi gö­remez. Allah’ın nur vermediği kimse asla ışık bulamaz.” (Nur: 40) Öylesi, bencilliğininin karanlığında bocalayıp durur.

Âyette, inkâncının yaptığı işler, korkunç dalgaların çalkalandığı, karanlıkların bü­rüdüğü bir denize benzetilmektedir. Böyle bir denizde olan insan, zifiri ka­ranlıklar içinde kaldığı için bir şey göre­mez, selâmet yolunu bulamaz. İşte küfür eylem­leri, insanı böyle zifiri karanlıklar içinde boğulmaya mahkûm eden kor­kunç bir denizdir. Bu karanlıklar, insanın hakkı görmesine engel olur.