Sadaka kime verilmelidir? *** Cinlerin peygamberleri kendilerinden mi, yoksa insanlardan mı?
Çarşamba, 19 Ekim 2011 00:00

Sadaka kime verilmelidir?

Sayın Süleyman Hocam, Mahallemizde çok yaşlı çoğu zaman güneşin altında saatlerce mendil satarak geçimini sağlayan bir amcayla, yine orta yaşlarda ancak ayakları kesik yürümeyen sokakta yaşayan, çoğu zaman yolda insanlardan yardım etmelerini isteyen bir bey daha var. İkisine de kazandığımdan belli bir pay ayırarak yardım etmeye çalışıyorum. Vermem gereken tutarı da hep yürüyemiyor diye sokakta yaşayan beye fazla vererek bölüyorum.

Ancak geçen gün onun yanına gittiğimde bir arkadaşıyla beraber içki içtiğini gördüm. Allah rızası için verilmesi gerektiğini, verenin onunla napıcağıyla fazla ilgilenilmemesi gerektiğini biliyorum, ancak içimi yine de öfke kapladı. Öbür amca saatlerce uğraşırken bu bey içkiye yatırıyor parayı diye. Ben gelince de hemen içkiyi sakladı. Onu bu duruma düşürdüm diye de üzüldüm ancak bilemiyorum yine aynı şekilde vermeye devam etmeli miyim? Teşekkürler. Bir okur

Cevap: Ben haram işler yapana yardım etmeyi uygun bulmam. Sadaka, Allah'a bağlı insanlara yapılmalıdır. Ancak Allah'ın kulu aç ise onu doyurmak da dinimizin emirlerindendir. En uygun olan, adama içki almak için değil, ekmek ve aş almak için yardım etmektir. Tabii verdiğinizi adamın nereye vereceğini bilemezsiniz. Öyle ise o kişiye doğrudan yiyecek vermek, evine ekmek veya aş almak daha iyidir. Böylece verdiğiniz para ile adamın yasak işler yapmasına yardım etmemiş olursunuz. Yine de siz vicdanınızın sesine uyunuz. Böyle şeyler vicdani sorunlardandır.

 

Cinlerin peygamberleri kendilerinden mi, yoksa insanlardan mı?

Sevgili hocam "İnsan ve İnsanüstü Varlıklar" isimli kitabınızda takıldığım yerler var, bana yardımcı olursanız sevinirim; sf:59 da," nefislerine zulmederlerken meleklerin, canlarını aldığı kimseler, "biz hiçbir şey yapmıyorduk!" diye teslim olurlar. Hayır, Allah sizin yaptıklarınızı biliyor içinde sürekli kalmak üzere cehennemin kapılarına girin, kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!......." sürekli kalmak; herkes cezası bitince cennete girmeyecek miydi? Cennet sonsuzken cehennemin geçici gibi olduğunu düşündürtmüştü okuduklarım... İkinci sorumsa, sf:100 de tartışma konusundan bahsediyorsunuz; cinlerin peygamberleri ve uyarıcıları kendi içlerinden mi çıkmıştır, yoksa insan peygamberler, onlarında mı peygamberidir? Sorusunda bir gelişme oldu mu hocam? Şimdide teşekkür ederim.... Sevgi ve saygılarımla. Nevra A.

Cevap: Ben yazımda sonsuzluktan söz etmedim. Sonsuzluk başka, süreklilik başkadır. Süreklilik çok uzun zamanı belirtir. Sonsuz ise sınırsız zamanı ifade eder. Evet cehennemi hak edenler, çok uzun süre orada kalırlar. Belki kalış süreleri suç oranlarına göre 40 50 yıldır ama çektikleri azabın şiddeti, saniyelerini yıllardan da uzun hissettirir. Onun için cehennemin 40 50 yıllık cezası, birkaç insan ömrüne, belki binlerce insan ömrüne bedel bir süre gibi gelir. Hani şair bunu

"Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir,

Mübtelây-ı gama sor kim geceler kaç saat?"

beytiyle ifade etmiş. Hasta insanın bir gecesi, kendisine bitmeyecek, sonsuzca gibi gelir değil mi?

Zaten sonsuzca cehennem Allah'ın rahmet ve adalet sıfatlarına aykırıdır. Cehennemin amacı da intikam değil, kirlenen ruhu arındırmadır. Her ruh, uygun bir arındırma yöntemiyle cehennemde suç kirlerinden temizlenir. Cennet ise sonsuzdur. Çünkü arınmış ruhların bulunduğu yerde ölüm yok, azap yoktur. Ruh da ebedi olduğuna göre cennet ebedi nimet yurdudur.

Yalnız ilk ölümümüz, başka ölüm yok ve biz azâba da uğratılmayacağız ha?! (Sâffat: 59), Orada ilk ölümden başka ölüm tadmazlar (sürekli yaşarlar). Ve (Allah) onları cehennem azâbından korumuştur. (Duhan: 56)

Cinlerin peygamberleri elbette kendi içlerinden çıkar. Çünkü onların yaşam şartları ve gereksinimleri farklıdır. İnsan elçi her bakımdan onlara örnek olamaz. Ancak Müslüman cinler, insan peygamberlere saygılıdır. Onların tevhid-i İlâhî konusundaki prensiplerine itaat eder ve onlara gelen vahiyleri dinleyip haz duyarlar. Nitekim Peygamberimize gelen Kur'ân'ı da dinlemiş ve Kur'ân prensiplerine saygı göstermişlerdir. Ama hayatın ayrıntıları konusunda onların örnekleri kendi içlerinden seçilen elçilerdir. Gerçeği Allah bilir.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş