KUR’ÂN’DA HÜKMÜNÜ YİTİRMİŞ ÂYET VAR MI? (1)
Salı, 23 Ağustos 2016 00:00

KUR’ÂN’DA HÜKMÜNÜ YİTİRMİŞ ÂYET VAR MI? (1)*

Cevap: Tarihsellik sorunu: Tarihsellik, tarihle ilgili bir olgu de­mek­tir. Filozoflar tarihselliği çeşitli biçimlerde tanımlamışlardır. Hegel’e göre tarihsellik kavramının iki anlamı vardır:

1) Geçmişte olup biten her şeyin, geçmişte kalmasına rağmen etkisini devam ettirmesi durumudur.

2) Sürekli tarihsel bir etkinliktir. Yani tarihsellik, o çağı yapan etkinliktir. Kur’ân’ın tarihselliği, hükümlerinin, tarihin belli dönemindeki toplum şartlarından kaynaklanan ve o ortam içinde geçerli olabileceği görüşüdür. Bu hükümler, tarih yapan insanlığın belli bir toplumunun, belli bir zaman süreci ve belli ortam içinde gerçekleştirdiği olgulardır.

Bunlar o zaman için geçerlidir; bugün başka şartlar ve ortamlar oluştuğu için o hükümler aynen uygulanamaz. Ancak o ortam düşünülür ve o ortam ve şartlar için Kur’ân ne hüküm vermiş ve bu hükümlerle neyi gerçekleştirmeyi, nereye varmayı amaçlamışsa bugünün şartları içinde o amacı gerçekleştirecek başka hükümler benimsenmelidir. Önemli olan, o hükümlerin salt anlamı değil, ruhudur.

İşte bugün İkbal, Fazlurrahman gibi bazı düşünürler bu görüşü benimsemişlerdir. Bize göre Kur’ân’ın hükümlerini ikiye ayırmak gerekir. Bir kısmı, Hz. Peygamber’in kendi özel hayatı ve zamanı için geçerlidir. Bunlar salt tarihseldir. Bunları bugün uygulamak mümkün değildir. Meselâ “Ey inananlar, siz Elçi ile gizli konuşacağınız zaman bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin. Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Şayet (sadaka verecek bir şey) bulamazsınız, Allah ba­ğışlayandır, esirgeyendir. Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermenizden çekindiniz mi? Çünkü yapmadınız. Allah da sizi (bundan) affetti. Artık namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve Elçisine itaat edin. Allah yap­tıklarınızı bilmektedir.” (Mücadele: 104/12-13)

Birinci âyet, Hz. Peygamber’le cemaat içerisinde gizli konuşmak isteyenin, bu konuşmasından önce bir sadaka vermesini emretmekte, ikinci âyet ise bunu uygulamakta zorlananlara hüküm hafifletilmektedir. Bu, ancak Peygamber hayatta iken yapılabilir. Artık bugün bu âyetleri uygulama imkânı yoktur.

Peygamber’in hanımlarına hitabeden, onlara bazı yükümlülükler ge­tiren bazı âyetler de o döneme özgüdür. Meselâ: “Ey peygamber ka­dın­ları! Sizden kim açık bir fuhuş (edepsizlik) yaparsa onun için azap iki kat yapılır. Bu, Allah'a göre kolaydır.” (Ahzâb: 97/30) Bu âyet de Pey­gamber hanımları için bir uyarı getirmektedir. Diğer insanlara uygu­lanmaz.

Hatâ ile adam öldürmenin (Nisa: 98/92), yeminden (Mâide: 110/89) ve zıhâr yemininden (Mücadele: 104/34) dönmenin keffareti olarak köle âzâdetme emri de artık uygulanmaz. Çünkü kölelik dünyadan kalk­mıştır.

İşte tarihsel olan bu ve benzeri âyetler, bize Peygamber döneminin olaylarını yansıtmaktadır. Bunları bugün uygulamak mümkün değildir.

(devamı yarın..)

 

*yazı arşivden alınmıştır