ALLAH'IN VARLIĞI KENDİSİNDENDİR (2)
Salı, 09 Ağustos 2016 00:00

ALLAH'IN VARLIĞI KENDİSİNDENDİR (2)

(...dünden devam)

O birdir, hiçbir suretle çokluk kabul etmez. Çokluklar O'nda erir, mutlak birlik sahibidir. Hıristiyanlıkta ve başka dinlerde görüldüğü üzere Allah, kökü birliğe dayanan üç unsurdan oluşmamıştır, tekdir, hâkimdir. Var olmakta başkasına muhtaç değildir, kendinden vardır, yaratılmamıştır, yaratıklar var olmak için ona muhtaçtırlar, varlıklarını O'ndan alırlar. Ama O varlığını kimseden almaz. Hiç kimseye, hiçbir şeye muhtacol­mayan, dengi bulunmayan hükümdardır. O'nun sıfatlarını ve kudretini taşıyan bir varlık yoktur. O yaratıklarının sözlerini işitir, düşüncelerini bilir, hallerini görür. İbn Cüzey şöyle diyor:

"Yüce Allah Kur'ân-ı Kerîm'de birliği hakkında pek çok delil getirmiştir. Bunların başlıcaları dörttür: Birincisi: 'Yaratan, yaratamayan gibi olur mu?' (Nahl: 17.) âyetidir. Bu, halk ve îcâd delilidir. Allah'ın, bütün kâi­nâtın yaratıcısı olduğu saptanınca, artık yaratıklarından birinin, kendisine ortak olması olamaz. İkincisi: 'Yerde gökte, Allah'tan başka tanrılar olsaydı, yer gök bozulurdu' (Enbiyâ: 22) âyetidir. (Bu da ihkâm ve ibdâ' delilidir). Üçüncüsü: 'Dedikleri gibi O'nunla beraber başka tanrılar olsaydı, onlar, Arşın (tahtın) sâhibine gitmeğe çalışırlardı' (İsrâ : 42) âyetidir. (Bu da kahr ve ğalebe delilidir). Dördüncüsü de: 'Allah hiçbir çocuk edinmemiştir, kendisiyle beraber bir tanrı yoktur. Öyle olsaydı, her tanrı, yarattığını götürürdü ve birbirlerine üstün gelmeğe çalışırlardı" (Mü'minûn: 91) âyetidir. (Bu da tenâzu' ve isti'lâ delilidir)" (et-Teshîl: 4/223-224; Safvetu't-Tefâsîr: 20/119-120. Parantez içindeki izahlar Sâbûnî'nindir ).

Mefâtîhu'l-ğaybde de şöyle deniyor: Dört âyet olan bu sûrenin âyetlerinin dizilişinde birçok yarar vardır. Şöyle ki:

1) Sûrenin başı “ehad” Allah'ın bir tek olduğuna, “samed” O'nun kerem ve rahmetine delâlet eder. Çünkü iyilik etmeyene başvurulmaz. "lem yelid ve lem yûled” Allah'ın mutlak zengin, değişmelerden uzak olduğunu, aslâ cimri olmadığını gösterir. O'nun cömertliği, bir yarar celbi veya bir zarar def'i için değil, sırf iyilik içindir. "Velem yekûn lehû kufuven ehad" O'nun hakkında câiz olmayan sıfatları reddeder.

2) Yüce Allah, "ehad” sözüyle zâtından her türlü çokluğu, "samed” sözüyle eksiklik ve yenilgiyi, "lem yelid ve lem yûled" sözüyle ma'lû­liyyet ve 'illiyyeti, "ve lem yekun lehû kufuven ehad" sözüyle zıtları, eşleri reddetmiştir

(devamı yarın..)