BİR TEFSİR SORUSU: EN’ÂM SURESİ 25. - 26. ÂYETLER (2)
Çarşamba, 08 Haziran 2016 00:00

BİR TEFSİR SORUSU: EN’ÂM SURESİ 25. - 26. ÂYETLER (2)

(...dünden devam)

Mu'tezileye göre bu âyet, Hz. Peygamber'le alay için: "Senin bizi çağırdığın şey hakkında kalblerimiz kılıflar içindedir, söylediğin sözleri kalblerimiz anlamaz, kulaklarımız da perdelidir, duymaz" diyenlerin durumunu tasvîr için böyle söylemiştir. Böyle deyip inanmak istemeyenleri: "Hayır, Allah onları, küfürleri (inkârları) yüzünden lanetlemiştir " âyetiyle kınamaktadır. Eğer onların inkâr etmelerini Allah yapmış ise böyle söylemelerinden dolayı niçin onları kınasın? Çünkü doğruyu söylemektedirler. Mu'tezile, bu âyeti birkaç şekilde yorumlar:

1) Müşrikler, Hz. Peygamber(s.a.v.)in Kur'ân okumasını dinliyorlardı. Maksatları Kur'ân dinlemek değil, gizlice Kur'ân okuduğu yeri öğrenip onu öldürmek idi. Onlar bu amaçla Kur'ân dinlemeğe geldiklerinden, Allah gönüllerine uyku verdi. İste Allah'ın, kalblerinin üzerine koyduğu perdeler, onlara verdiği uykudur. Uyku dolayısıyla kulaklarına ağırlık basıyordu.

2) Allah, inanmayacağını, küfür üzerinde öleceğini bildiği kimsenin kalbine bir alâmet koyar. Bu alâmeti gören melekler, onun inanmayacağını anlarlar. İşte bu alamet, onların inanmayacağına delîl olur. Perde, Allah'ın, kalb üzerine koyduğu alâmettir.

3) Müşriklerin küfür ve inatlarında ısrarları, imandan dönmelerine sebebolmuştur. Bu durum, inanmaya engel olan perdeler gibidir. Allah, onların durumlarını, kalblerinin üstüne perdeler koymakla anlatmıştır (Mefâtî'ul-ğayb: 12/186-187).

Kur'ân'ın amacı, ne Cebriyye, ne de Kaderiyye görüşünü isbattır. Kur'ân'ın amacı, böyle tartışmalardan uzaktır. Âyet, inatları yüzünden kâfirlerin basiretlerinin kapandığını; inatlarının, hasetlerinin, cehâletlerinin, anlayış yeteneklerini dumura uğrattığını bildirmektedir.

İnanmamak, müşriklerin gönül eylemidir. Fakat her eylem, Allah'ın izni ve O'nun yasaları aracılığı ile ortaya çıkar. Anlayışın kapanması, psikolojik bir olaydır. Her olay birtakım iç ve dış etkenlerle oluşur. Bu olayın sebepleri, müşriklerin câhillikleri, kibirleri, hasetleri, önyargıları, kendilerini üstün görüp Hz. Muhammed(s.a.v.)e uymağa tenezzül etmeme düşünceleridir. Buna benzer çeşitli sebepler birleşerek bu psikolojik olayı, bu önyargıyı doğurmuştur.

Şimdi bu sebeplerin ruha tesir etmesi, Allah'ın koyduğu psişik yasaların sonucudur. Şu sebeplerin şu sonucu doğurması, Allah'ın koyduğu bir yasadır. Kâinât olayları, toplumsal olgular ince yasalara dayanmaktadır. Bu sebep ve sonuç yasalarını koyup yöneten Allah'tır. Bundan dolayı bütün eylemlerin dayanağı, üzerinde durduğu taban, İlâhî kudret ve irâdedir. Fiiller temelde bu irâde ve kudrete dayandığından, müşriklerin kalb­lerinin kapanması, Allah'ın sebep ve sonuç yasaları uyarınca oluştuğundan, bu psişik olay, Kur'ân'da: ''Allah'ın, gönüllerine kılıflar koyduğu" şeklinde ifade edilmiştir. Yaptıkları olumsuz davranışlar, Allah'ın yasaları gereği bu sonucu verdi, demektir. Ama bu sonucun sebepleri, müşriklerin kendi davranışları, önyargılarıdır. Bundan dolayı sonuçtan onlar sorumludurlar. Eylemi yapma gücünü yaratan Allah, mevcut sebepleri o sonuca ulaştıran, Allah'ın yasalarıdır. Ama sorumlu olan, eylemi yapanlardır. Çünkü sebepler onlardan gelmiştir. Yani âyetler, inançsızların Kur'ân'a ve İslâm'a karşı önyargılarını sembolize etmektedir.

***