NAHL SURESİ 70. ÂYET
Cuma, 03 Haziran 2016 00:00

NAHL SURESİ 70. ÂYET

Nail Suresi 70. Ayette: " Ömrün en kötü durumu" na ulaştırılanlardan bahsedilmektedir, Bu bahsedilen kişilerin ortak özellikleri nelerdir ki ezeli ömür yaşamaları Yüce Allah Tarafından takdir edilmektedir.

Cevabınız için şimdiden teşekkürlerimi sunarım. Saygılarımla.

Cevap: Önce Nail Suresi diye bir sure bilmiyorum. Herhalde siz Nahl Suresini kastediyorsunuz. Şimdi o âyetin tefsirine bakalım:

“Allâh sizi yarattı, sonra öldürür; içinizden kimi de ömrün en reziline (bebeklik çağı gibi güçsüz ihtiyarlık çağına) itilir ki, biraz bilgiden sonra hiçbir şeyi bilmez olsun! Doğrusu Allâh bilendir. (O, her şeye) kâdirdir.” (Nahl: 70)

Nahl 70’nci âyette insanları yaratan, kimini genç iken öldüren, kimini de bildiklerini unutup bunayacak bir çağa kadar yaşatanın Allah olduğu belirtiliyor, O'nun bilici ve kudret sahibi olduğu vurgulanıyor. Âyetteki inceliğe dikkat etmek lâzımdır: "Allah sizi yarattı, sonra öldürür" diyor. Yaşatan öldüren Allah'tır. Daha sonra: "Kiminiz de ömrün en reziline itilir'' deniyor. Allah sizi bu en rezil ömre itti denmiyor. İşte bu, Kur'ân'ın genel üslûbu ve belagat inceliğidir. Kur'ân'da kötü sayılabilecek bir şey Allah'a mal edilmemiştir. İnsanı bunayıp bir şey bilmeyecek duruma götüren de Allah'ın takdiridir ama bunaklık hoş görülen bir hal olmadığı için "Allah sizi bunaklığa itti" denmemiş, "Bir şey bilmeyecek rezil ömre itilirsiniz" denmiştir.

Âyette anlatılan, Allah'ın genel yasası; insanın sonunun başına dönüş halidir. İlk yaratılışında yani insan bebeklik çağında bir şey bilmez. Yavaş yavaş beden fonksiyonları geliştikçe bebek çevreden bilgiler alır, hüküm vermeğe başlar. Sonra düşünce yeteneğinin doruğuna ulaşır. Bilgiler edinir. Kimi insan genç yaşta, kimi orta yaşta ölür. Kimi de uzun yaşar. Uzun yaşayanlar, genelde beyin kıvrımlarının git gide düzleşmeğe başlamasıyla hafızaları (yani bellekleri) zayıflar. Unutkanlık başlar. Bildiklerini unutur hale gelirler. Eski bilgiler kısmen kalsa bile artık beyin yeni bilgileri kaydedemediği için duyduklarını unuturlar. Kimi de belleğin zayıflamasıyla muhakemesini kaybeder, bunar, aynen bebeklik durumundaki gibi bir şey bilmez hale gelir.

Yâsîn Suresinin 68. âyetinde de bu duruma işaret edilerek: "Kime uzun ömür versek, onun yaratılışını baş aşağı çevirir(gücünü azaltır)ız, (sonunda zayıflar, ihtiyarlar). Akıllarını kullanmıyorlar mı?" buyurulmuştur.

Allah, uzun yaşattığı kimselerin bünyelerini baş aşağı eder. Bünyeleri gittikçe gücünü kaybeder, belleri bükülür, yüzleri kırışır, hafızaları zayıflar, o kadar ki hayatlarının başlangıcında olduğu gibi bir şey bilmez duruma gelirler. İnsan vücudunun ve öteki canlıların önce gelişip güç kazanması, sonra ihtiyarlamağa başlayıp günden güne gücünü kaybetmesi, Allah'ın yasaları gereğidir. Bu hayâtı böyle düzenleyen Allah'tır. İyice düşünenler, bunların, Allah'ın tedbiriyle olduğunu anlar ve yalnız O'na kulluk ederler.

Âyetlerde anlatılan bu genel yasadır. Bunaklık hali bir ceza değil, İlahi yasa gereğidir. Bu hale düşenler, günah işledikleri için bu hale düşmüş değillerdir. Belki onların hataları, beyinlerini çalıştıracak işler yapmamalarıdır. İnsan eğer kitap okur, zihni çalıştıracak işler yapar, düşünürse ve İlâhî aşkı yaşarsa bu hale düşmeyebilir. Onun için genelde bilim adamları, Hak âşıkları zihnen çalışan insanlar bunamazlar. Allah insanı bunaklık haline düşmekten korusun!