CENNET SADECE MÜSLÜMANLARA MI MAHSUSTUR? (3)
Pazartesi, 25 Nisan 2016 00:00

CENNET SADECE MÜSLÜMANLARA MI MAHSUSTUR? (3)

 (...dünden devam)

Bakara: 92/62’nci âyetin tefsîrinde İmam Kuşeyrî şöyle diyor:

"Asıl bir olunca yolun ayrılığı, güzel kabul görmeye engel olmaz. Her kim yüce Allah'ın âyetlerini doğrular, O'nun kendi zâtı ve sıfatları hakkında söylediklerine inanırsa; şerîatin farklı olması, isim ayrılığı, rızâyı kazanmaya zarar vermez. Bundan dolayı (Allah ta‘âlâ): 'İman edenler, yahûdî olanlar...' dedi. Sonra da: 'Bunlardan her kim inanırsa...' dedi. Yani ma‘rifet(gerçek bilgi)lerde ittifak ederlerse, hepsine de güzel gelecek ve bol sevâb vardır. Mü'min, Hakk'ın güvencesinde olandır. Kim yüce Hakkın güvencesinde bulunursa, elbette onlara korku olmaz ve onlar üzülmezler." ( Letâifu’l-İşârât: 1/96)

Kuşeyrî, Mâide Sûresinde yinelenen aynı âyet için de şu tefsîri yapmıştır:

“(Yüce Allah) Bildirdi ki: 'İnsanlar tevhîd temeli üzerinde birleştikten sonra hâlleri değişik olsa da va‘îdden güvencede olur (cehenneme girmez, cezâ görmez), bol mükâfâta ererler." (Letâifu’l-İşârât: 1/134)

Kur'ân-ı Kerîm, Allah'ın bu geniş rahmetini tevhîd erbabına sunmuş iken bizim Allah'ın rahmetini daraltmaya; son din mensuplarından başka kimsenin cennete girmeyeceğini iddiâ etmeye hakkımız var mı? Kur'ân, peyğamberler ve İlâhî dinler arasında bir ayırım yapmıyor ki! Son din ne ise, ilk din de odur. Peygamberin misyonu, yeni din îcâdetmek değil, İbrâhîm'in getirdiği tevhîd dinini aslî safvetine kavuşturmak; kendinden öncekileri kendisine tâbi kılmak değil; İbrâhîm'e ve onun soyundan gelen peygamberlere uymaktır.

Görülüyor ki Kur'ân-ı Kerîm, bir milleti topyekün azâba mahkûm etmemiş, indirilen Hak Kitâbı'nın ruhuna bağlı kalanların ödüllendirileceğini; onun yolundan ayrılanların da cezâlandırılacağını belirtmiştir. Bu, Allah'ın genel yasası, temel prensibidir. Son Peygamber Hz. Muhammed'e inanmış olduklarını söyleyen herkesin de cennete gideceğini söylemez, ancak Allah'a ve âhirete inanıp sâlih amel yapanların cennete vâris olacaklarını vurgular.

Kur'ân'a göre îmân, sadece kuru bir sözden ibâret değildir. Güzel eylemler biçiminde görünen kesin düşüncedir. Ra‘d Sûresinin 19-24’ncü âyetlerinde cennetlik olan mü’minlerin vasıfları anlatılmaktadır. Bunlar sadece "İnandık" diyenler değil, fakat sözlerinde duran, Allah'ın buyruğunu yerine getiren, Allah'a saygılı, âhiret hesabına inanıp bundan korkan, Hak yolunda çekilecek eziyetlere sabreden, namazlarını kılan, Allah'ın kendilerine verdiği rızıktan gizli ve açık olarak sadaka veren, kötülüğü iyilikle savan kimselerdir.

 

(devamı yarın..)