PEYGAMBERİMİZ DÖNEMİNDE KAÇ KEZ SAVAŞ YAPILMIŞTIR? (3)
Pazar, 17 Nisan 2016 00:00

PEYGAMBERİMİZ DÖNEMİNDE  KAÇ KEZ SAVAŞ YAPILMIŞTIR? (3)

(...dünden devam)

Önce bu söze inanan Yüseyr, birkaç Yahûdî ile yola çıktı. Abdullah ibn Üneys de onlarla beraberdi. Hayber’e altı mil mesafede bulunan Karkara’ya geldiklerinde Yüseyr, pişman olup Peygamber’e gitmekten vazgeçti. Bunu anlayan Abdullah ibn Üneys, kılıcına davranıp Yüseyr’in ayağını kesti. Yüseyr de elindeki ucu demirli değnek (zakut) ile vurup Abdullah’ın başını yaraladı. Yüseyr öldü. Orada bulunan öteki sahâbîler de oradaki Yahûdîleri öldürdüler. Yalnız bir adam kaçtı. Abdullah ibn Üneys Hz. Peygamber’e gelince Peygamber onun yarasına tükürdü, yarası iyileşti (Taberî, Târîh: 3/155)),

Abdullah ibn Uneys’in Nahle’de yahut Urene’de, Peygamber’le savaşmak için adam toplamakta olan Hâlid ibn Süfyân ibn Nübeyh el-Hüzelî’yi öldürme seferi (Allah’ın Elçisi Abdullah ibn Uneys’e: “Haber aldım ki Hâlid ibn Süfyan ibn Nübeyh el-Hüzelî, benimle savaşmak için adam topluyormuş. Kendisi Nahle’–yahut Urene–dedir. Git onu öldür.” Abdullah gider, adamı bulur. Vakit ikindidir. Adam sorar:

– Kim o?

– Senin, (Hz. Muhammed’i kastederek) şu adama karşı savaşçı topladığını duyup gelen Araplardan biri.

– Evet öyle yapıyorum, der, Hâlid.

Abdullah saldırıp adamı öldürür, Peygamber’e döner. Peygamber içeri girip bir asâ getirir, Abdullah’a verir:

– Buna sahib ol, der.

Abdullah Peygamber’e, neden bu asâyı kendisine verdiğini sorar. Allah’ın Elçisi:

– Bu, kıyâmet gününde ikimizin arasında bir alâmet olacaktır; o gün insanların en azı, mutehassırûn’dur, der.

Bu asâyı kılıcının yanında bulunduran Abdullah, ölünceye dek taşır, öldüğünde de vasiyeti üzerine asâ kefenine sarılıp kendisiyle defnedilir (Taberî, Târîh: 3/156-157)

Zeyd ibn Hârise, Ca‘fer ibn Ebîtâlib ve Abdullah ibn Revâhe’nin Mu’ta Seferi, Ka‘b ibn Umeyr el-Ğifârî’nin Şâm toprağından Zâtu Atlâh seferi, Uyeyne ibn Hısn’ın Temîm Oğullarından Anber Oğulları üzerine seferi, Gâlib ibn Abdullah el-Kelbî’nin Mürre Oğulları üzerine seferi (Bu seferde Üsâme, Mirdâs ibn Nehîk’i, ‘Lâilâhe illallah: Allah’tan başka tanrı yoktur’ dediği halde öldürmüş ve Peygamber Üsâme’ye: “Lâilâhe illallah’a karşı sana kim yardımcı olacak (kendini nasıl kurtaracaksın)?” buyurmuştur (Taberî, Târîh: 3/157-158)),

Amr ibn el-Âs’ın Zâtu’s-Selâsil seferi, Abdullah ibn Ebî Haderd’in Idam seferi, Abdullah ibn Ebî Haderd’in (Rifâ‘a ibn Kays el-Cüşemî’yi öldürmek üzere) Ğâbe Seferi, Abdu’r-Rahmân ibn Avf’ın Dûmetu’l-Cendel Seferi, Ebû Ubeyde ibn el-Cerrâh’ın Sîfu’l-Bahr (Habat) Seferi, Zeyd ibn Hârise’nin Medyen Seferi, Sâlim ibn Umeyr’in, Ebû Afek’i öldürme seferi, Sümâme ibn Esâl’in tutsaklığı ve İslâm’ı, Alkame ibn Miczer Seferi, Kürz ibn Câbir’in, Yesâr’ı öldüren Becellileri öldürme ile görevlendirilmesi, Üsâme ibn Zeyd’in Filistin Seferi (İbn Hişâm, Sîret: 2/609-641).

***