ZEKAT MİKTARI *** ALLAH'IN İLMİ |
Cuma, 05 Şubat 2016 00:00 | |||
ZEKAT MİKTARISelamünaleyküm Süleyman Ateş hocam. Kur'an'da zekât emredilmekle birlikte her hangi bir miktar bildirilmez. bu durumda zekatın miktarı ne kadardır? yoksa bazılarının iddia ettiği gibi zekatın belirli bir miktarı yok mudur? Cevap: Zekâtın miktarı belirtilmemiştir. Çünkü aslında zekât, Arap toplumunda eskiden beri uygulanan bir şeydi. miktarı da belli idi. Bundan dolayı Zariyat Suresinde "Mü'minlerin mallarında dilencinin ve yoksulun belli bir hakkı vardır" buyurulmaktadır. İşte Kur'ân o belirli hakkın verilmesini vurgulamıştır. Hz. Peygamber eskiden beri var olan zekât miktarını ta'dil ederek uygulamış, daha sonra Hz. Ömer tarafından miktarlarda yine ta'dilat yapılmıştır. Ondan sonra da Ömer dönemindeki belirleme oturmuştur. Hulefa döneminde zekât bir devlet vergisiydi. Devlet onu toplayıp kamu harcamalarına sarf ederdi. Ama Emevi döneminde artık devletin geliri çok arttığı için para zekâtı toplamaktan vazgeçildi ve halk para zekâtını kendi eliyle vermeğe başladı. Ama arazi ve hayvan zekâtı yine devlet tarafından toplanırdı. Ayrıntı için "Kur'ân Ansiklopedisi" adlı eserimizde zekât maddesine bakabilirsiniz.
ALLAH'IN İLMİSelamünaleyküm Süleyman Ateş hocam. Geçenlerde Abdülaziz Bayındır'ın bir sohbetini dinledim, "Allah kulun yarın ne yapacağını bilmez", "senin kiminle evleneceğini önceden bilmez" diyordu. Ve bu söylediklerini de Kur'an ayetleri ile delillendiriyordu. Sizin bu konudaki görüşünüz nedir? Cevap: Daha önce de benzeri sorularla karşılaştım. Allah'ın bilgisi ezelidir, ebedidir. Onun bilgisine sonradan bir şey eklenmez veya bilgisinden bir şey eksilmez. Abdülaziz Hocanın o düşüncesine katılmıyorum. Çünkü bu tür düşünce Allah'a eksiklik izafe eder. Kur'ân'da delil getirdiği âyetler Allah'ın bizim ne zaman evleneceğimizi bilmeyeceği anlamında değil, açığa çıkaracağı, bildireceği anlamındadır. Zaten ya'leme bilmesi kelimesi, yu'lime bildirmesi şeklinde de okunmuştur.
|