KAFA KARIŞTIRAN RİVAYETLER*
Pazar, 24 Ocak 2016 00:00

KAFA KARIŞTIRAN RİVAYETLER*

Sayın hocam; yaptığınız yüksek hizmeti takdir etmek bizim haddimize değil, yüce TANRI'dan bu dünyada ve âhirette ödüllendirilmenizi diliyorum. Benim sorum şöyle: Bir gazete Internet sitesinde kütübi sitte'deki hadisleri yayınlıyor ve size gönderdiğim aşağıdaki hadislerde, örneğin; saban (pulluk) bulunan eve zillet gireceği yazılıyor. Bizim köyde her evde saban (pulluk) var. Bunlar olmadan nasıl ziraat yapılır, kazmayla ekilen buğday kaç kişiyi doyurur? Ayrıca horoz ötmesi ve diğer hayvanın anırması nasıl açıklanabilir? Bir de çocukların yatsı ezanından önce sokağa bırakılmayıp yatsıdan sonra sokağa bırakılması nasıl açıklanabilir? Saygılarımla...

Cevap: Sözünü ettiğiniz gazeteyi bilmiyorum. Yalnız şunu bilmek gerekir ki Hadis diye ortaya atılan sözlerin birçoğu, yakıştırmadır. Kur'ân'a aykırı sözler Peygamber'in ağzından çıkmaz. Hz. Peygamber Kur'ân'a aykırı sözler söylemez. Kur'ân çiftçilikten övgü ile söz eder. Meselâ Bakara Suresi'nde bulunan şu âyet, insanı ürünün verimini artırmaya imrendirmekte ve yönlendirmektedir:

"Mallarını Allâh yolunda harcayanların durumu, her başağında yüz dâne olmak üzere yedi başak veren bir dânenin durumu gibidir. Allâh dilediğine kat kat verir. Allâh(ın lütfu) geniştir, (O) bilendir." (Bakara: 261)

"Güzel olan ülkenin bitkisi, Rabbinin izniyle çıkar; kötü olandan ise yararsız bitkiden başka bir şey çıkmaz. İşte biz, şük-reden bir toplum için âyetleri böyle döndürüp (tekrar tekrar) açıklarız." (A'raf Suresi: 58)

"Şu yakın hayat, tıpkı gökten indirdiğimiz bir suya benzer: İnsanların ve hayvanların yediği arz bitkisi o su ile karıştı: nihâyet yer zînetini takınıp süslendiği ve halkı da on(un ürününü devşirmeğ)e kādir olduklarını zannettikleri sırada birden buyruğumuz ona gece veya gündüz geldi; sanki dün o hiç (bitkisiyle süslenip) şenlenmemiş gibi, onu biçilmiş yaptık (süsünü, zenginliğini biçtik, yok ettik). İşte biz, düşünen bir toplum için âyetleri böyle geniş geniş açıklarız." (Yunus Suresi: 24)

"Görmedin mi Allâh gökten bir su indirdi, onu yerin içindeki kaynaklara geçirdi, Sonra onunla çeşitli renklerde ekin çıkarıyor. Sonra (ekin) kurur, onu sararmış görürsün. Sonra Allâh onu bir çöp yapar. Şüphesiz bunda sağduyu sâhipleri için bir ibret vardır." (Zümer Suresi: 21)

"Bilin ki dünyâ hayatı bir oyun, eğlence, süs, kendi aranızda övünme; mal ve evlâd çoğaltma yarışıdır. Tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Âhirette ise çetin bir azâb; Allah'tan mağfiret ve rızâ vardır. Dünyâ hayatı aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir." (Hadid Suresi: 20)

Muhammed Suresinin 29. âyetinde de Hz. Muhammed (s. a. v.)in çevresinde toplanıp, önce zayıf iken git gide artıp çoğalarak güçlenen Müslümanların durumu, yerden filizlenip sonra kökü üzerinde dikilen, verdiği ürünle çiftçileri sevindiren ekine benzetilmektedir.

Kur'ân'ın hemen her suresinde, ekinler, ormanlar, kuşlar, ırmaklar bütün doğa kıpır kıpırdır. Kur'ân hayat kitabıdır ve hayatın geliştirilmesini verimin artırılmasını öngörmektedir.

Tarımda verimin artırılması için zamanın şartları neyi gerektiriyorsa onu yapmak gerekir. Çünkü Yüce Allah her bakımdan İslâm düşmanlarından güçlü olmamızı emretmektedir. Avrupalı, geliştirdiği araçlarla bire 70 ve üstünde verim alırken biz bugün kara sabanla tarım yaparsak kendimizi çağların gerisine atmış olur, Avrupa'ya muhtaç duruma düşeriz. Bundan birkaç asır önce için kara saban, pulluk ileri teknoloji sayılırdı. Kazma ile, bel ile tarım yapanlara karşı saban ve pulluk ileri bir tarım aracı idi. Elbette Müslümanların o zamanın şartlarına göre karasabanı ve pulluğu kullanmaları gerekirdi. Hz. Peygamber bunu niçin kötülesin, zillet gereği saysın? Zillet eziklik, perişanlık demektir. Kara sapan değil, tersine daha geri olan aletlerle tarım yapan kimse, kara sabanı ve pulluğu kullanan karşısında zillet içine düşer.

Ayrıca bu gibi şeyler dinin değil, dünyanın sınırı içindedir. Peygamberimiz din konusunda insanlara kurallar belirlemiş, dünya işini insanların deneyimine bırakmıştır. "Siz dünya işlerinizi benden iyi bilirsiniz!" buyurmuştur.

Hadis diye ortaya atılan, akıl ve mantık dışı birçok söz Peygamberimize iftiradır. Kütüb-i Sitte denilen Hadis mecmualarında bulunan sözler içinde pek çok zayıf, uydurma sözler vardır. Koskoca İmamı A'zam, İbn Haldun'un Mukaddimesinde belirttiğine göre ancak 17 Hadise güvenebilmiştir, haydi biz, daha iyimser olarak onun, elli hadisi güvenilir ve kanıt bulduğunu kabul edelim.

Gerisi kuşkuludur. Zaten kişi rivayetleri kesin bilgi değil, zan taşır. Kuşkuludur. Bunlar itikat ve hüküm konularında kanıt sayılmaz. Ancak zühd ve ibadet konularında delil sayılmıştır.

Böyle sözleri seçme yapmadan gazete sütunlarına taşımak, din hakkında kuşkular doğmasına neden olur. Medyanın bu konuda daha dikkatli davranması umulur.

 

*yazı arşivden alınmıştır