TEFSİRİMİZDE METODUMUZ (2)
Cumartesi, 09 Ocak 2016 00:00

TEFSİRİMİZDE METODUMUZ (2)

(...dünden devam)

Metodumuz:

Eserimizde, her surenin başında önce sûrenin Mekkî mi, Medenî mi ol­duğunu, iniş sırasını ve surenin özetini verdik. Sûrenin adından önce bölü çizgili iki rakam vardır. Bölü çizgisinin üstündeki rakam sûrenin tertîb sırasını, altındaki rakam ise iniş sırasını gösterir. Sayfa­ların üstünde de sûre ve cüz numaraları mevcuttur.

Âyetlerin meâlinden sonra “Tefsîr” başlığı ile tefsîr kısmına ge­çilmiş, önce âyetlerin içeriği özetlenmiş, sonra izaha muhtaç kelimeler ve âyetlerin işaret ettiği olayların izahı ile âyetler açıklanmıştır.

Tefsîrde resmî tertipten ziyade sûrelerin iniş sırası göz önünde tutuldu­ğundan kelimelerin açıklamaları, iniş sırasına göre ilk geçtiği yerlerde daha ayrıntılı verilmiş, fakat okuyucuda tereddüdün kalmaması için tertîpteki sıraya göre de yine gerekli, fakat özet açıklamalar ya­pılmıştır.

Eserimizde özellikle hüküm âyetleri üzerinde geniş olarak dur­duk ve fıkıh ekollerinin görüşlerini özetlerdik, fakat sonunda kendi kanâatimizi de belirttik. Âyetlerin izahına yardımcı olan hadislerin kay­nağını gösterdik, zayıf hadisleri ve Kur’ân’ın ruhuna ters düşen riva­yetleri delîl olarak kullanmaktan kaçındık.

İnsan ve evrenin yaratılışından söz eden âyetleri, modern ilmin ışığı altında izah etmeğe çalıştık. Kur’ân-ı Kerîm’deki Peygamber öy­küleri, genelde Kitâb-ı Mukaddes kökenlidir. Bundan dolayı Pey­gamber kıssa­larını anlatan âyetlerin tefsîrinde, Kitâb-ı Mukaddes’e mürâ­caat edip karşılaştırma yaptık. Kitâb-ı Mukaddes’in anlatımı ile Kur­’ân’ın anlatımı arasında aynı ve farklı olan yanları gösterdik. Mânâları açık olan âyetleri uzun uzadıya tefsîr etmek, gereksiz yere Kitabın boyutunu büyüteceği düşüncesiyle bu tür izahlara girmedik. Biz Türkçeye, her­kesin yararla­nabileceği, günümüz gençliğinin kolayca anlayabi­leceği bir tefsîr kazan­dırmak istedik.

KUR’ÂN ANSİKLOPEDİSİ

“Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsîri” adını verdiğimiz Tefsîrimiz, klasik olarakMushaf’takisûreleri,âyetâyetaçıklamaktadır.Fakat Kur’ân konuları üzerinde derinleşmek isteyenlerin, çeşitli sûrelere dağılmış bulunan konuları derleyip kompoze etmeleri, yorucu ve çok zaman alıcı bir iştir. Hele halk için bu, imkânsız denecek kadar zordur.

“Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsîri” adlı eserimizin tamamlan­ması­nın ardın­dan, A’dan Z’ye bütün Kur’ân konularını içeren kapsamlı bir eser hazırlama zorunluluğunu hissediyorduk. Bu, öyle bir eser olmalıydı ki okuyucu, Kur’ân’ın içerdiği konular hakkında, başka bir kitaba muhtacolmadan doyurucu bilgi sahibi olacak ve böylece Kur­’ân’ın getirdiği İslâmı tam anlamıyla öğrenmiş bulunacaktı.

Gerçi “Yüce Kur’ân’ın Çağdaş Tefsîri”, Kur’ân âyetlerini sade bir üslûb ve bilimsel bir metotla okuyanlara sunuyordu ama herhangi bir konu hakkında yeterli bilgi sahibi olabilmek için 12 cildi karıştırmak gerekiyordu. Çünkü çeşitli konular, Kur’ân’ın çeşitli sûrelerine serpiş­tirilmiş vaziyettedir. Bir tek konunun bütün boyutlarını öğrenmek için bütün Tef­sîri gözden geçirmek gerekir. Buna da herkesin vakti olmaz. Bundan dolayı Kur’ân’ın çeşitli konularını, alfabetik bir sıra ile in­celeyen bir esere ihtiyaç vardı. Tefsîri okuyan bir bilim adamı da böyle bir eserin yazıl­masına ihtiyaç bulunduğunu bize hatırlatmış: “Acaba bu Tefsîri, konu­larına göre yeniden yazamaz mısınız? O zaman Kur’ân üzerinde araştırma yapacaklar için büyük bir kolaylık sağlamış ve böylece çok büyük bir hizmet gerçekleştirmiş olursunuz.” demişti.

(devamı yarın..)