EKONOMİ VE TİCARET (4)
Pazartesi, 04 Ocak 2016 00:00

EKONOMİ VE TİCARET (4)

(...dünden devam)

14) İsrâf ve savurganlık kötü olduğu gibi (İsrâ': 50/26-27), bun­ların karşıtı olan buhl ve şuhh (pintilik) de kötüdür (İsrâ: 50/29, Haşr: 95/9). Mü'min dâima orta yolu izler (Lokman: 57/19).

15) Dünya tutkusu, mal yığma sevdası, gerçek dindarlıkla bağ­daşmaz: "Ey inananlar, hahamlardan ve râhiplerden birçoğu, insan­ların mallarını haksızlıkla yerler ve Allah yoluna engel olurlar. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar var ya, işte onlara acı bir azâbı müjdele: O gün cehennem ateşinde bunların üzeri ısıtılı(p pullanı)r; bunlarla, onların alınları, böğürleri ve sırtları dağlanır: 'İşte nefisleriniz için yığdıklarınız, yığdıklarınızı tadın!' (denilir)!” (Tev­be: 113/34-35)

Ebûzerr-i Ğifârî gibi bazı sahâbîler, bu âyete: "Ve sana Allah yolunda ne vereceklerini soruyorlar. De ki: 'Af (yani ihtiyacınızdan fazlasını veya helâl ve güzel olan şeyleri verin)’!” (Bakara: 92/219) âyetine dayanarak zekâtı verilmiş dahi olsa, ihtiyaçtan fazla mal biriktirmenin, harâm olan kenz sayılacağını söylemiş ve böylece İslâma özgü bir sosyalizmin savunucusu olmuşlardır.

Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.): Kimin yanında ihtiyaçtan fazla şusu var, busu varsa olmayanlara vermesini emretmiş, bu sözünü o kadar tekrar etmiştir ki dinleyen sahâbîler, hiç kimsenin, ihtiyaçtan fazla bir şey saklamağa hakkı olma­dığını sanmışlardır (Müslim, Lukata: 18; Ebû Dâvûd, Zekât: 32; İbn Hanbel, Müsned: 3/34).

16) Cizye, zimmet ehlinden alınan bir baş vergisidir. Yirmi yaşın altında ve elli yaşın üstünde olanlardan bu vergi alınmaz. Cizye verenler, savaşa katılmadan devlet güvencesi altında yaşarlar. Şayet bunlar ülke savunması için Müslümanlarla birlikte savaşa katılır, yani askerlik yaparlarsa cizye vermezler.

17) Süs ve güzel rızıklar helâldir (A‘râf: 39/31-32). Ancak baş­kalarını kıskandıracak davranışlardan olanaklar ölçüsünde kaçınmak gerekir.

18) Şükreden zengin, sabreden fakirden; veren el, alan elden iyidir. "Allah'ın sana verdiği mal içinde âhiret yurdunu ara, fakat dünyadan da payını unutma!" (Kasas: 49/77) âyeti, her iki cihân için çalışmayı emrettiği gibi: "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, âhirette de iyilik ver!" (Bakara: 92/201) meâlindeki du‘â âyeti de insana, iki cihan için de çalışmayı telkin etmektedir.

Bunlar İslâm ekonomisinin genel prensipleridir. Enfâl ve Haşr sûrelerinde ganîmet ve fey'lerin, yani modern deyimle devlet gelir­le­rinin nasıl paylaştırılacağı anlatılmıştır. Ayrıntı için ganîmet maddesine bakılabilir.

***