EKONOMİ VE TİCARET (1) |
Cuma, 01 Ocak 2016 00:00 | |
EKONOMİ VE TİCARET (1)Selamünaleyküm değerli Hocam, ticarete atılmak isteyen ve ekonomiye Müslümanların lehine farklı bir katkı sağlamak adına ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz. Ekonomi ve Ticaret ile ilgili bir çalışmanız var mı? Kur’ân’ın bu konuda bizden istedikleri nelerdir? Çevremizde sürekli Batının kurmuş olduğu sisteme göre hareket ediliyor ve maalesef insanlar köle gibi çalıştırılıyor, hâlbuki İman nedir Kitap nedir bilmeyen bir Resul, Vahiy ile 23 yılda Medeniyet kurdu, biz neden Kuranın bu yönlerinden istifade edemiyoruz ve her yerde zayıf ve zelil durumdayız. Hocam uzatmak istemiyorum, değerli vaktinizi çok almak istemem. Bilgi ve Tecrübelerinizden istifade edebilme dualarıyla... Hakkınızı helal edin. Cevap: Ekonomi“Allah'ın, o kent halkından, Elçisine verdiği ganîmetler, Allah'a, Elçiye, akrabâ olanlara, yetîmlere, yoksullara, yolcuya âittir. Tâ ki (o mallar), içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir şey olmasın...” (Haşr: 95/7) “Tâ ki o ele geçen mallar, yalnız sizin zenginleriniz arasında dolaşan bir şey olmasın" yargısıyla Kur'ân, gelirin hep belli ellerde toplanmasını engelliyor, onu geniş halk tabakasına yayarak sosyal adâletin temelini atmış oluyor. Bu âyet, devlet başkanına, servetin yaygınlaşması, fukaranın da refaha kavuşturulması için meşrû tedbirler alma yetkisini vermektedir. Devlet başkanı, gerektiğinde bazı gelirleri sırf fakirlere tahsis edebilir. Hz. Ömer'in şöyle dediği rivâyet edilir: "Eğer şu işimden, yani halîfeliğimden geride bıraktığım yıllar önümde olsaydı, zenginlerin fazla mallarını alır, muhâcirlerin fakirlerine paylaştırırdım." (Taberî, Târîhu’l-umemi ve’l-Mulûk: 4/226, Dâru Suveydân, Beyrut-Lübnan; et-Tefsîru'l-hadîs: 8/215) Hz. Ömer'in bu sözü, devletin, gerektiğinde fakirlerin ihtiyaçlarını gidermek üzere vergi koyabileceğini de gösterir. Asıl îmâna dayalı sosyal adâleti İslâm dini getirmiştir. Ama Müslümanlar, onun getirdiklerinden işlerine geleni uygulamışlar, işlerine gelmeyeni bırakmışlardır. Ticâret“Ey inananlar, mallarınızı aranızda bâtılla (doğru olmayan yollarla, haksız yere) yemeyin. Kendi rızanızla yaptığınız ticaret olursa başka. Nefislerinizi de öldürmeyin. Doğrusu Allah, size karşı çok merhametlidir.” (Nisâ: 98/29) Bu âyette, karşılıklı rızâya dayalı ticâretin dışında, insanların, birbirlerinin mallarını bâtıl yollarla yemeleri ve birbirlerini öldürmeleri yasaklanmakta, "Nefislerinizi öldürmeyiniz!" buyurulduktan sonra Allah'ın, kullarına çok merhametli olduğu vurgulanmaktadır. Bu şu demektir: Allah, bâtıl yollarla birbirinizin mallarınızı yemenizi ve birbirinizi öldürmenizi, size acıdığı, sizi korumak istediği için yasaklamaktadır. Öyle ise kurtuluşunuz için Allah'ın buyruklarını tutmanız, yasaklarından kaçmanız gerekir. (devamı yarın..)
|