MEZHEPLER NASIL ORTAYA ÇIKTI? (3)
Çarşamba, 23 Aralık 2015 00:00

MEZHEPLER NASIL ORTAYA ÇIKTI? (3)*

(...dünden devam)

Artık geçmişle uğraşıp böyle bölücü, kırıcı iddialarda bulunmanın hiçbir değeri ve yararı yoktur. Tam tersine bu tür savlar, Müslümanları kırar, incitir. Yani bu adamlar ne demek istiyorlar? Peygamber damadına ve torunlarına saltanat kurmak için mi gelmiştir? Oysa Kur'ân, onun, kendisi için hiçbir ücret, karşılık, menfaat beklemediğini, karşılığını Allah'tan alacağını vurgulamaktadır. Eğer Peygamber kendi yerine Alî'yi ve Alî evlâdını halife yapmak istemişse bu, kendi soyuna saltanat sağlama arzusunda olduğunu gösterir ki hâşâ o, böyle bir eğilim göstermemiştir. Kaldı ki eğer Hz. Alî Peygamber'in damadı ise, Hz. Osman da Peygamber'in damadıdır.

Burada bir hususa dikkati çekmek gerekir. Genelde Hz. Alî’nin, Peygamber’in amcası oğlu, damadı ve torunları Hasan’la Hüseyin’in babası olması dolayısıyla bazı Müslümanlar, onu halîfeliğe daha lâyık görürler. Oysa İslâm, babadan oğula geçen saltanat sistemini değil, demokratik parlamenter sistemi öngörmüştür. Zaten İslâm’ın yeşerdiği ortamda da verasetle intikal eden bir saltanat sistemi yok, kabile reislerinden oluşan iktidarın paylaştırıldığı, nispeten demokratik bir sistem vardı. Bu sistem, modern anlamıyla cumhuriyete benziyordu. Bu bir yana.

Diğer taraftan öteki üç halife de Peygamberin akrabası idiler. Ebubekir ve Ömer Peygamber’in kayınpederleri; Osman ise onun birbiri ardınca iki kızıyla evlenmiş katmerli damadı idi. Hz. Peygamber, Medine’ye hicret ederken yol arkadaşı olarak Ebubekir’i seçmiş; Ebubekir onun yâr-i Ğâr’ı (Mağara’da gizlendikleri arkadaşı) olmuştur. Peygamber’e en yakın bu dört büyük insan, yaş itibariyle de bu sıra ile halîfe olmaları uygun olmuştur. En genç olan Hz. Alî en sonunda halîfe olmuştur. Ve İslâm âlimlerince şu prensip benimsenmiştir:

Hubbu’l-hateneny, tefdîlu’ş-şeyheyn,: İki damadı sevmek, fakat iki büyüğü (Ebu-bekir-Ömer) üstün tutmak.”

Bu gasb savları boş şeylerdir. İnsanın değeri soyundan değil, kendi canından ve ahlakından gelir. Bence İslâm'ın başında Peygamber'den sonra Alî yerine Ebubekir'in seçilmesi, son derece isabetli olmuş, Kur'ân'ın şura esasına uyularak demokrasi örneği verilmiştir. Hz. Ebubekir, kendisine çıkar sağlamak amacında olsaydı, kendi oğlunu yerine halîfe seçtirebilirdi. Bunu yapmadı, yerine, arkadaşı Ömer'in seçilmesini önerdi.

Böyle bağnaz düşüncelerle en büyük devrimci olan Peygamber'in düşüncelerini ve devrimlerini maskelemeğe kimsenin hakkı yoktur.

***