TEMİZ TOPLUM
Çarşamba, 09 Aralık 2015 00:00

TEMİZ TOPLUM

Özellikle son yüz yılda bütün toplumların en ciddi sorunlarının başında; yolsuzluklar, hırsızlıklar, kısaca toplumsal kirlenme gelmektedir. Son zamanlarda toplumsal kirlenmenin boyutları o kadar arttı ki, bütün toplum bu kirlenmeden bir yandan nasibini almakta, bir yandan da korkmaktadır.

Bu inanılmaz toplumsal kirlenmenin, nasıl temizleneceği konusunda gerek hükümetler, gerek bilim adamları, gerekse toplumun her kesimi kafa yormakta ve çeşitli projeler geliştirilmekte ancak bir türlü istenen ve özlenen sonuca ulaşıla­mamaktadır.

Temiz toplum derken, tabiî ki kast edilen, ahlak kurallarına tam olarak uyan toplumdur. Asırlardır, filozoflar, bilim adamları ahlak nedir ve ahlakın kaynağı nedir diye tartışmışlar ve ne yazık ki bir sonuca ve uzlaşmaya varamamışlardır.

Ahlakın kaynağını dinler farklı açıklamakta, felsefe ve diğer pozitif bilimler ise farklı açıklamaktadır. Dinler ahlakın kaynağını din ve insanın tabiatı olarak açıklamaktadırlar. Felsefe ve diğer pozitif bilimler ise ahlakın kaynağının felsefe ve pozitif bilimler olduğunu iddia etmektedirler.

Bize göre hiç şüphesiz ahlakın kaynağı din ve insanın tabiatı yani doğasıdır. Çünkü insanda doğuştan var olan iç güdü, ona iyi ve kötüyü ayırt etme yetisini vermektedir. Aynı zamanda insanda doğuştan doğruyu yapma konusunda baskın bir güdü bulunmaktadır.

Ahlakın kaynağını yeterince tartıştıktan sonra, temiz toplumu oluşturmak, insanları iyi ahlaklı yapmak için, nasıl bir metot izlemek gerekir konusuna gelelim. Biz biliyoruz ki, Ku’an-ı Kerim inmeye başlayıp, Hz. Peygamber tarafından İslam toplumu yavaş yavaş inşa edilirken, yapılan şey insanlara İslam ahlakının öğretilmesi ve uygulamaya geçilmesiydi.

Düşünün ki, 10 yıl gibi çok kısa bir zaman zarfında, asrısaadet (mutluluk asrı) denilen, insanlık tarihinin en ahlaklı, en temiz toplumu oluşturulmuştur. Bu temiz toplum, Kur’an ahlakı ile eğitilerek, bu üst seviyeye gelmiştir.

Kur’an ahlakı, kısaca yerine göre ödüllendirme ve cezalandırmaya dayanan, günümüzde neyin iyi, neyin kötü olduğunu, hatta her şeyi tartışan bir toplumda, kaynağı Cenab-ı Hak olan ve mutlak doğrunun ne olduğunu bize öğreten İlahi kaynaklı bir ahlak öğretisidir. Bu İlahi ve mutlak doğruyu bize öğreten ahlak anlayışı ve öğretisine, sıkı sıkıya sarılırsak, emin olun, o zaman inşallah temiz toplumu en sağlıklı bir şekilde inşa ederiz. Çünkü uhrevi dünyadan korkmayan bir toplumda, herkesin başına bir polis dikmek asla mümkün değildir.

Cevap: Sedat Bey bu afaki yazıyı bana niçin gönderdiniz, bilmiyorum. Muhakkak ki Peygamberimiz döneminde Kur'ân'ın es-sâbikune'l-evvelûne mine'l-muhâcirîne ve'l-ensar diye isimlendirdiği bir grup sahabi, örnek insanlar olmuşlardı. Ama Peygamber'in sahabisi sıfatını taşıyan bütün insanlar bu vasıfta mıydı? Bu yazıda büyük ölçüde önyargı görülmektedir. Evet büyük sahabiler, her türlü takdirin üstündedir ama bütün sahabilerin, çıkar düşüncesinden uzak, yüksek ahlakın zirvesin­de olduklarını söylemek tarihi gerçeklere uymaz. İşte bu yazıda öyle bir hüsni niyyet ve abartı görülmektedir.

Yoksa dünya için Peygamber'in en seçkin sahabisi Alî'ye tuzak kuranlar, onu şehidedenler, iki oğlundan büyüğünü ağır yaralayan, küçüğünü yedi gün susuz bıraktıktan sonra çaldıkları kılıçlarla atından düşürüp acımasızca öldüren, ardından da başını kesip ödül almak için Ubeydullah'a götürenler; güzel karısını almak için Müslüman Malik ibn Nüveyre'yi öldürenler (Halid ibn Velid), insanların alın teriyle kazandıkları mallarını ganimet diye yağmalayanlar, kadınlarını ellerinden alıp cariye diye hemen onunla yatanlar, Basra Valisi Sahabi Muğire ibn Şu'be gibi zinaya dadanan valiler, Amr ibn Âs gibi üstün askeri dehaya sahibolmakla beraber kurnazlık ve kibirde büyük yetenek sahipleri, hatta ridde savaşlarında insanları diri diri yakanlar örnek insanlar mıydı? İşte Işid denilen kuru kafalar da aynı şahısları örnek alıyorlar. Yakıyorlar, yıkıyorlar, insanları boğazlıyorlar. Bu tür şeyler eğer üstün ahlak örneği ise varsın böyle örnekler olmasın. Maalesef insanlar, her zaman dünya çıkarı için dini kullandılar ve hala da kullanmaktadırlar. Selamlar sevgili Sedat Bey.