BİR AKIL YARDIMI RİCASI İLE...
Pazartesi, 07 Aralık 2015 00:00

BİR AKIL YARDIMI RİCASI İLE...

Annesinin çok acı çektiğini, iki çocuğu arasında ayırım yaptığını uzun uzun anlatan okurum devam ediyor:

Annem, çok dindar (olduğunu iddia eden), beş vakit namazını kılan, yıllar yılı babamın elinden ve babamın ailesinin elinden çekmediği kalmamış cefakâr bir kadın. Ben doğmasam babam annemi boşuyormuş erkek çocuk diye diye. Bana hamile kaldığında da aldırmasını istemiş annemden, nasıl olsa yine kız doğuracaksın diye. Annem de bir öğle uyumuş ki rüyasında alt komşu bir adam göndermiş. “Adalet hanım, müjdemi isterim. Yusuf geliyor” demiş. Hikâye uzuyor. Sonra da annem aldırmamış Yusuf geliyor diye. Sonra da ismimi Yusuf koymuşlar rüyada öyle geldiği için.

Ama annemin abime karşı yıllar yılı akıl sınırlarını aşan bir tapınması bu­lunuyor. Ayrımcılığın dibine kadar vurduğu bir tapınma bu.....

Sonra babam felç geçirdi ve bir gün “Benim 2 trilyon paramı yedi M.” dedi. “Senin 2 trilyon paran mı vardı baba?” dedim. Vardı ve yedi dedi. “Ben niye o zaman köy yerinde okudum, bu evde en çok okumak isteyen bendim biliyordunuz” diyerek. Cevap vermedi, ben de elimdeki suyu ona vermedim döndüm sırtımı gittim. Günah biliyorum ama öfkemi anlatamam.

Benim çok ciddi cilt hastalıklarım vardı bir aralar. Uzun zamandır sigara içiyorum bırakmak istesem de bu ortamda bırakamıyorum. Annem: “Allah cezanı versin senin öyle, boyun devrilsin ey oğlum”. Evet, sinirle sigaradan rahatsız olduğu için de söylüyor tabi. Kabul. Ama geçenlerde abim sigaraya başladı. Annem: “Benim oğlum dertten sigaraya bile başladı”.

Aralarda geçen hiçbir şeyi anlatmıyor, sadece küçük örneklemeler yapıyorum.

Ben vakti ile namaz kılardım, 2 sene kadar aralıksız kıldım. Annemle ne zaman atışsak, ne zaman istediğini yapmasam hep aynı şeyi duyardım: “Allah senin namazını kabul etmez”, “Bana uymazsan, beni üzersen Allah sana hesap sorar”, “Allah… “ “Allah…” Ve şikâyetler böyle uzayıp gidiyor. Roman gibi yazmış dertli okurumuz

Cevap: Değerli kardeşim, tahminen bundan iki veya üç ay önce yine sizden benzeri uzun bir mektup almıştım. Benzeri şeyleri orada da sıralamıştınız. Ben böyle ailevi meseleleri çözümleyecek bir yeteneğe sahip değilim. Mümkün olduğunca anneye babaya saygı ve sevgi gerekir. Anneniz sert davransa bile siz saygıda kusur etmeyeceksiniz. Annenin boğazına sarılmak da ne demek? Bu, düpedüz edepsizliktir. Anneye isyan, Allah'a isyan demektir. Çocuklar düzgün olsa anne niçin onlara kızsın? Sigara içiyorsun, kadıncağız rahatsız oluyor. Ben de rahatsız olurum. Birinin, yanımda sigara içmesine tahammül edemem. İçeceksen annenin yanında içme, kapalı yerde içme. Kimsenin başkalarını, hele çocukları ve büyükleri rahatsız etmeye hakkı yoktur. Anneniz de elindeki parasına göre harcama yapsın. İnsanın ihtiyacı bitmez. Ne olur sanki bir parça ekmek, biraz yoğurtla, iki üç bardak çayla idare etse? İnsan bu dünyaya ten büyütmeğe değil, canı olgunlaştırmaya gelmiştir. Büyüyen ten yılanlara, akreplere yem olur. Olgunlaşan can meleklere arkadaş, Allah dostlarına yoldaş olur. Hale razı olmak en büyük mutluluktur. Peygamberimiz: "Kadere inanan, kederden emin olur" üzüntü girdabına düşmez buyurmuştur. Allah'ın size gönül huzuru vermesi dileğimle.