CİNLE EVLENMEK CAİZ MİDİR? (2)
Pazar, 01 Kasım 2015 00:00

CİNLE EVLENMEK CAİZ MİDİR? (2)

(...dünden devam)

Evlenme ülfet ve huzur, mahabbet ünsiyet için meşru kılınmıştır. Mahiyetleri farklı olan cinle insan arasında bu ünsiyet ve ülfet yoktur, tam tersine iki cins ara­sında sürekli düşmanlık vardır.

Ayrıca yüce Allah: "Hoşunuza giden kadınlarla evleniniz!" (Nisa: 3) Buyur­muştur. Nisa, insan oğlunda erkeğin karşıtı olan insan, yani kadındır. Âyette kadın­larla evlenmek emredildiğine göre kadından başka varlıklarla evlenmek haramdır.

Bir kere bu yol açıldı mı kocası olmayan kadın, bir adamdan hamile kaldığı halde bir cinden hamile kaldığını iddia edebilir ve bu da toplumda ahlaki bozukluklara yol açabilir.

Bu konuda isteyen Süyûtî'nin el-Eşbâh Ve'n-Nizâir'ine bakabilir. S. 435-438

Bu vesile ile cinler hakkında biraz bilgi vermekte yarar vardır:

Cânn: Cinn kökünden fail ismidir. Çoğunluğun kanısına göre nûn'un şedde­siyle cinn'in babasıdır. Cinn, çoğul belirten cins ismidir. Tekili cinnîdir. Gözle görül­meyen birtakım varlıklara cinn denilir. Gözlerden gizli kalan bu varlıklara isim olarak cânn denmiştir. Kurtubî'ye göre başlangıç itibarıyla bütün insanlar salsâl'den yaratıl­mış olduğundan insandan kasıt, sadece Âdem değil, insan cinsi olduğu gibi, cânn'dan kasıt da bütün cin cinsidir. Gizlenme kökünden gelen cinn kelimesi, gözle görülme­yen birtakım varlıklara verilmiş çoğul isimdir, tekili cinnî'dir. Fakat biz bu kelimeyi de çoğul ismi olarak kullanırız. Hicr Sûresinde insanın kokuşmuş çamurdan, cânn'ın da nâr-i semûm'dan yaratıldığı:Andolsun biz insanı pişmemiş çamurdan, değişmiş cıvık balçıktan yarattık. Cinne gelince onu da (insandan) daha önce, (vücudun gözeneklerine) nüfuz eden kavurucu ateşten yarattık.” (Rahmân: 89/14-15) Rahman Sû­resinde ise cânn'ın, mâric bir ateşten yaratıldığı: “İnsanı kiremit gibi pişmiş çamurdan yarattı. Cinni de ateş bir mâric’den yarattı.” (Mefâtîhu'l-ğayb: 30/152-153; el-Câmi' li Ahkâmi'l-Kur'ân: 16/213) belirtil­mektedir. Semûm, gündüz esen, sâm yeli dedi­ğimiz ateş gibi sıcak rüzgârdır. Semm zehir, semmu'l-hiyât ince delik demektir. Bede­nin ince gözeneklerine de semm denilir.

Mesâmm, mesâmmât, semm kökünden türemiş çoğul isimdir. Vücud göze­nekleri, ince delikçikler demektir. Mâric iki şekilde tefsir edilir: Bazıları bu kelimeyi, asıl kavramı ıstırap anlamına gelen "merec" kökünden kabul ederek mâric ateşten bir çalkanan, yani halis ateş, dumansız, saf alev diye tefsir etmişler; bazıları da mrcin asıl anlamı karışmak olduğundan, duman karışan bir ateş şeklinde tefsir etmişlerdir. Hicr Sûresinde "Semûm ateşten" ifadesine karışık anlamı daha uygun görünmektedir. Ancak karışık tabiri, sadece dumanla karışan anlamında olmayıp herşeyin içine geçip karışabilen ateşin hakikatini ifade etmiş olsa gerektir. Aslında mrc (مرج) hareket etmek, titreşmek, çalkanmak anlamına gelir. Bu da cinlerin, istikrarlı, yani tek yönlü değil, titreşimli, alternatifli ışından yaratıldığı anlamını düşündürmektedir.

(devamı yarın..)